Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeHüküm : TCK'nın 85/1, 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyetTaksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:1- Sanık ... hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sanık ...'un müdürü ve ortağı olduğu ... Ltd Şti'nde işçi olarak çalışan ölenin, sanık ...'nın işletme müdürü olduğu ... fabrikasından çimento almaya gittiği, kamyonun kantar üzerine yanaştığı, ölenin silobas kamyonunun yan kısmında bulunan merdivenle aracının üzerine çıkarak kapağını açtığı sırada dengesini kaybederek yaklaşık 4,6 metre yükseklikten düşerek öldüğü olayda; dosya içeriğinde ölene, çalıştığı şirket tarafından koruyucu malzemelerin ve bu malzemelerin kullanımına ilişkin eğitimin verildiğine dair tutanak bulunduğu, olayın ölenin sanık ...'nın yetkilisi olduğu .... fabrikası sınırlarında gerçekleştiği, sanık ...'nın savunmasına ve tanık olarak ifadeleri alınan diğer araç şoförlerinin beyanına göre yüklemenin yapıldığı sırada araç şoförlerinin çalıştırılmasının mutad uygulama olduğu dikkate alındığında; yüklemenin yapılması sırasında alınacak iş güvenliği önlemlerinin alınmasından ve koruyucu malzeme kullandırılmasından sanık ...'nın sorumlu olduğu, bu itibarla sanık ...'a yüklenebilecek kusur bulunmadığı gözetilmeksizin beraati yerine, mahkumiyetine karar verilmesi,Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,2- Sanık ... hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ... müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;TCK'nın 50/6. maddesinde bulunan “yaptırımın” ibaresinin 01/03/2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 26/02/2008 tarih 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “tedbirin” olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının “a” bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK'nın 50/6. maddesinde hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlediği, somut durumda ise sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin infazı kısıtlar biçimde yazılı şekilde karar tesis edilmesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından TCK'nın 50/6. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın çıkartılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.