Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10951 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23784 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna Aykırılık ve hırsızlıkHüküm : 1-Sanık ... ... hakkında, 2863 sayılı Kanuna aykırılık ve hırsızlık suçlarından, CMK'nın 223/2-b. maddesi gereğince beraatine dair karar. 2-Sanıklar.... ... ile ... hakkında, 2863 sayılı Kanunun 74/1, TCK'nın 62, 53/1, 51/1-3. maddeleri ile TCK'nın 141/1, 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyetlerine dair karar.2863 sayılı Kanuna aykırılık ve hırsızlık suçlarından sanık... ...'ın beraatine, sanıklar ... ... ve ...'in mahkumiyetine ilişkin hükümler, müşteki vekili, sanık ... müdafi ve sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Müşteki Kültür ve Turizm Bakanlığı'na duruşma günü bildirilmediğinden, 5271 sayılı CMK'nın 260. maddesi uyarınca katılan sıfatını alabilecek surette suçta zarar gören sıfatıyla temyiz hakkının bulunduğu kabul edilerek, suçtan zarar gördüğü anlaşılan ve hükmü temyiz etmek suretiyle katılma iradesini ortaya koyan müşteki Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 5271 sayılı CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilmek suretiyle yapılan incelemede; A-Sanık ... ... hakkındaki beraate ilişkin hükümlerin temyizen incelemesinde;Her ne kadar ... ... hakkında, hırsızlık ve 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçlarından dava açılmış ise de, yargılama safhasında, atılı suçları işlediği şüphesi altında bulunan kişi olmadığı, isim benzerliği nedeni ile hakkında dava açıldığı, atılı suçların asıl failinin...., 21.04.1976 doğumlu ... olduğu anlaşılmakla, Yapılan yargılama sonunda, sanığın üzerine atılı suçu işlemediğinin sabit olduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, bir sebebe dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,B-Sanıklar.... ... ve ... hakkındaki hükümlerin temyizen incelenmesine gelince;1-) Sanık.... ...'ın temyiz isteminin incelemesinde;Sanığın yokluğunda 04.03.2011 tarihinde verilen hükmün, 20.04.2011 tarihinde tebliğ edildiği, CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra 05.05.2011 tarihinde kararı temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında; 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince sanığın temyiz isteminin REDDİNE, 2-) Sanık ... müdafii ile katılan vekilinin temyiz isteminin incelenmesine gelince;a- Sanıklar.... ... ve ... hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelenmesinde,Sanıklardan ...'in, katılan ...'tan kiraladığı....ilçesi,... mevkiinde bulunan fabrika yerinin, Gayrimenkul ....ve... Yüksek Kurulu'nun 14.02.1981 tarih ve A-2718 sayılı kararı ile 1. derece arkeolojik sit alanı ilan edilen Değirmendere Nekropol alanı içerisinde yer aldığı, .... İlçe Jandarma Komutanlığı'na yapılan ihbar üzerine olay yerine giden jandarma görevlilerince, olay yerinde eski kaya mezarlarının yakınında yarım metre kadar izinsiz kazı yapılmış olduğunun tespit edildiği, her ne kadar sanık ... ile işçisi ve işyeri sorumlusu olan sanık ...'ın ifadelerinde, havuz yapmak amacıyla kazı yaptırdıklarını beyan etmiş iseler de, dosya kapsamında bulunan olay yeri resimlerinden kazı yapılan yerin eğimli ve kayalık bir yer olduğu, bu nedenle havuz yapılmasına müsait bir yer olmadığı, ayrıca bir kayanın da matkap benzeri alet ile delinmiş olması karşısında beyanların hayatın normal akışına göre inandırıcı olmadığı, sanıkların 1. derece arkeolojik sit alanında izinsiz kazı eylemlerinin sabit olduğu anlaşılmakla,Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin bir sebebe dayanmayan, sanık ... müdafiinin ise sanığın üzerine atılı suçu işlemediğine, beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkin, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,b- Sanıklar.... ... ve ... hakkında hırsızlık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelenmesine gelince; Katılan ...'ın fabrika binasını sanıklara kiralarken içerisinde bulunduğunu iddia ettiği eşyaların sanıklar tarafından kaçırıldığı ve hurdacılara satıldığı iddiası üzerine, sanıklar hakkında hırsızlık suçundan dava açılmış ise de, katılan ... ile sanık ... arasında akdedilen 15.08.2005 tarihli kira kontratının incelenmesinde, katılanın çalındığını iddia ettiği eşyaların yazılı olmadığı, katılanın iddialarını doğrulayan bağımsız tanıkların bulunmadığı ve sanıkların üzerlerine atılı suçlamayı kabul etmedikleri, böylece tüm dosya kapsamından sanıkların atılı suçtan mahkumiyetlerine yeter derecede delillerin bulunmadığı anlaşıldığından, sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,Kabule göre de,Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmekte olduğu, somut olayın irdelenmesinde ise; sanıklara kira sözleşmesi gereğince teslim edildiği iddia edilen eşyaların sanıklar tarafından, sahibi olan katılan ...'den habersizce 3. kişilere satıldığının iddia edildiği, sanıklar üzerine atılı eylemin TCK'nın 155. maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı anlaşılmakla, sanıkların güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyetleri yerine, yazılı şekilde hırsızlık suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi,Kanuna aykırı olup, katılan vekili ile sanık ... ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 06/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.