Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeHüküm : TCK’nın 85/2, 62, 63, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyetTaksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:Olay tarihinde gündüz vakti, saat 14:50 sıralarında, meskun mahalde, sanığın idaresindeki otomobil ile iki şeritli yolun sağ şeridini takiben seyir halinde iken aynı istikamette önünde seyreden tanık ...' in idaresindeki otomobili sollamak istediği sırada bu araca arkadan çarparak direksiyon hakimiyetini kaybettiği ve bölünmüş yolun karşı istikamete geçerek karşı istikamette kurallara uygun seyir halinde bulunan katılan ...'nin idaresindeki otomobilin üzerine düşerek şarampole düştüğü sırada katılan ...’nin aracının arkasında aynı yönde seyir halinde bulunan tanık ...'nun idaresindeki otomobilin de katılan ...’nin şerit ortasında yan dönmüş aracına orta kısmından çarptığı olayda katılanın aracında yolcu olarak bulunan ...’nin öldüğü, katılan sürücü ...’nin vücudunda hayati fonksiyonlarını ağır 6.derecede etkileyecek kemik kırığı, katılan ...’nin vücudunda hayati fonksiyonlarını ağır 5.derecede etkileyecek kemik kırığı ve yüzde sabit iz kalıp kalmayacağı hususunda olaydan 1 yıllık zaman geçmesi gerektiği, katılan ...’nin vücudunda hayati fonksiyonlarını ağır 4.derecede etkileyecek kemik kırığı meydana gelecek ve ...’nin basit tıbbi müdahale ile iyileşebilecek şekilde yaralandığı olayda; kaza tespit tutanağı ve mahkeme keşfi ve trafik bilirkişi raporu ile tam kusurlu olduğu tespit edilen sanık hakkında TCK'nın 50/4. maddesinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlık ve suçun işlenmesindeki özelliklerin nazara alınması gerektiği, sanığın kusur durumu, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alındığında mahkemenin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin fazla ceza verildiğine, hükmedilen hapis cezasının paraya çevrilmesi gerektiğine, katılanlar vekillerinin sanığa az ceza verildiğine, bilinçli taksir veya olası kast hükümlerinin olayda uygulanması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;Kendilerini aynı vekille temsil ettiren olay nedeniyle yaralanan ...,... ve ... ile ölenin mirasçıları ...,... ve ... lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden tüm katılanlar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının vekalet ücretiyle ilgili bentlerinin çıkarılarak yerine “Kendilerini aynı vekille temsil ettiren katılanlar lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu 3.000 TL vekalet ücretinin sanıktan tahsili ile katılanlara eşit olarak verilmesine” yazılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.