Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç :Trafik güvenliğini tehlikeye sokmaHüküm : CMK'nın 231/11. maddesi uyarınca açıklanan TCK'nın 179/3-2, 62/1, 53/1 maddeleri gereğince mahkûmiyet,Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işleyen sanık hakkında, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan, 2/04/2010 tarih 2010/96 Esas, 2010/236 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu hüküm, CMK'nın 231/11. maddesi uyarınca açıklanmakla, sanık tarafından temyiz edilen hüküm incelendi; 05.07.2012 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 100. maddesiyle CMK'nın 324/4. maddesinde eklenen “Devlete ait yargılama giderlerinin 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106 ncı maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir.” şeklindeki cümle ile yargılama giderlerinin tahsili bakımından 6183 sayılı Kanunun 106. maddesine atıfta bulunulduğu, anılan maddede “Yapılacak takip sonunda tahsili imkansız veya tahsili için yapılacak giderlerin alacaktan fazla bulunduğu anlaşılan ve 213 sayılı Kanun kapsamına giren amme alacaklarında 10 Türk Lirasına (10 Türk Lirası dahil), diğer amme alacaklarında 20 Türk Lirasına (20 Türk Lirası dahil) kadar amme alacakları, amme idarelerinde terkin yetkisini haiz olanlar tarafından tahsil zamanaşımı süresi beklenilmeksizin terkin olunabilir. Bakanlar Kurulu, bu tutarları topluca veya ayrı ayrı on katına kadar artırmaya yetkilidir” düzenlemesine yer verildiği, incelemeye konu dosyada, hüküm tarihi itibariyle yargılama giderlerini 14.60 TL olarak hesaplamış ise de, hükmün kesinleşmesine kadar yapılan harcamaların tamamının yargılama giderleri kapsamında olması, dosyanın Yargıtay'a gönderilmesi için yapılan giderin henüz hesaplanmamış olması ve bu giderin hesaplanmasından sonra ortaya çıkan bakiyenin, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106 ncı maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde hazine üzerinde bırakılabilmesi, bu hususun infaz aşamasında değerlendirilmesinin mümkün olması nedeniyle, yargılama giderinin sanığa yükletilmesi bozma konusu yapılmamış olup, tebliğnamede bu yönden bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-187 promil alkollü olarak araç sevk ve idare eden sanık hakkında tespit edilen alkol miktarı ve tehlikenin yoğunluğu gözetilip temel ceza tayin edilirken asgari hadden uzaklaşmak gerekirken alt sınırdan ceza tayini,2-Daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 179/3-2, 62. maddeleri gereğince tayin edilen 25 gün hapis cezasının 5237 sayılı TCK'nın 50/3. maddesi uyarınca maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğu nazara alınmaksızın, yazılı şekilde karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesinin ceza miktarı yönünden gözetilmesine 28.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.