Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10733 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9678 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Haberleşmenin gizliliğini ihlalHüküm : BeraatHaberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılmakta olan bir soruşturma sırasında hakkında iletişimin tespiti, dinlemesi ve kayda alınması tedbiri uygulanan, incelenen dava dosyası ile ilgisi bulunmayan 3.şahıs ile katılanın yaptığı telefon konuşmalarının sözü geçen soruşturma dosyasında yer aldığı, konuşmaların Ulusal Kanal kaynak gösterilmek suretiyle ulusal basında yer alması üzerine yayın durdurma kararını veren mahkeme hakimi ile görüşülmesine ilişkin katılan tarafından bir başkasıyla yapılan telefon konuşmasının, sanığın genel yayın yönetmeni olduğu gazetede yayımlandığı olayda; Sanığın, katılan hakkında yaptığı haberin bütününün içeriği itibariyle gerçek ve güncel olması, açıklanmasında kamu ilgi ve yararının bulunması, açıklama biçimi ve konusu arasında düşünsel bağ bulunması nedeniyle, suçu hukuka uygun kılan haber verme hakkı sınırları içerisinde kaldığı, her ne kadar Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2009/625 soruşturma 2012/11 Esas 2012/8 sayılı iddianamesine ilişkin soruşturma ve kovuşturma dosyası üzerinde; UYAP ortamında yapılan incelemede, iddianame tanziminden sonra ilk olarak 27/04/2012 tarihinde Ankara 11.Ağır Ceza Mahkemesi’nde duruşma yapıldığı, kovuşturma aşamasında gizlilik kararı verilmediği gibi duruşmaların da açık yapıldığı, sanık tarafından kaynak gösterilen Ulusal Kanalda yayımlanarak ifşa edilmesi nedeniyle katılan tarafından yapılan suç duyurusu üzerine Ulusal Kanal sorumlusu kişi hakkında aynı olaya ilişkin açılan dava sonucunda yapılan yargılama neticesinde yerel mahkemece verilen beraat kararının, dairemizin 2014/18516 esas ve 2015/4267 karar sayılı kararıyla onandığı anlaşılmakla, sanık hakkında beraat kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup,Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin, sanık hakkında TCK’nın 133. maddesi ve 288. maddeleri gereğince mahkumiyet kararı verilmesi istemine, atılı suçun unsurlarının oluştuğuna ve mahkumiyet istemine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanık hakkında beraat hükmü kurulurken, uygulanan Kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi,Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinde yer alan “BERAATİNE,” ibaresinden önce gelmek üzere, hüküm fıkrasına “CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince” ibaresinin ilave edilmesi ve hüküm fıkrasındaki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.