Sulh Ceza MahkemesiSuç : Taksirle yaralamaHüküm : TCK'nın 89/1, 89/2-b, 22/3, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Oluşa ve dosya kapsamına göre; ters yönden girdiği dönel kavşağı tamamlayıp, geçiş önceliğine uymadan bölünmüş yola girmesinden dolayı tam kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucunda bir kişinin nitelikli şekilde yaralanmasına neden olan ve güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıracak şekilde 182 promil alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sanığın eyleminde bilinçli taksirin koşullarının oluştuğuna dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın hükmedilen hapis cezasının ertelenmemesine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanığın üzerine yüklenen taksirle yaralama suçunun 5560 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile değişik CMK'nın 253/1-b-2. maddesi gereğince uzlaşmaya tabi suçlardan olduğu ve mağdur soruşturma evresinde sanıkla uzlaşmak istediğini beyan ettiği halde, sanıkla mağdur arasında uzlaştırma işlemi sağlanmadan kamu davası açılması, yargılama aşamasında da sanığa uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukuki sonuçları anlatılıp, 5560 sayılı Kanun'un 25. maddesi ile değişik CMK'nın 254/1. maddesi uyarınca sanığın bu yönde beyanı alındıktan sonra hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi, Kabul ve uygulamaya göre de: 1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından TCK'nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan “failin güttüğü amaç ve saiki” gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi, 2- TCK'nın 22/3. maddesi hükmünün, aynı Kanun'un 89/1. maddesine göre temel ceza belirlendikten sonra uygulanması gerektiği gözetilmeden, TCK'nın 61/2. maddesine aykırı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 15.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.