Sulh Ceza MahkemesiSuç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma, taksirle yaralama Hüküm : TCK'nın 179/3-2, 62, 50/1-a, 52/2-4 ve 89/1, 22/3, 62, 58 maddeleri gereğince mahkumiyet Trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:TCK'nın 58/6. maddesinde tekerrür halinde hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirileceği ve ayrıca mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının öngörüldüğü, mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin yer aldığı 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 108. maddesinde ise, yalnızca mükerrirler hakkında tayin olunan özgürlüğü bağlayıcı ceza olan hapis cezalarının ne şekilde infaz edileceği belirtilmiş olup, bu maddede adli para cezasının infazı konusunda her hangi bir düzenlemenin bulunmadığı, 5275 sayılı Kanunun 106. maddesinde adli para cezasının infazı düzenlenmiş olup, bu maddede mükerrirler hakkında hükmolunan adli para cezasının infazına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği, bu durumda, 5237 sayılı TCK'nın 58, 5275 sayılı Kanunun 106 ve 108. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hükmedilen kısa süreli hapis cezasının, adli para cezasına çevrilmesi karşısında, TCK'nın 58. maddesi gereğince tekerrür hükümleri uygulanamayacağından, tebliğnamede bu hususta bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın ve mahalli Cumhuriyet savcısının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Olaydan 4 saat 41 dakika sonra düzenlenen raporda, 121 promil alkollü olduğu belirtilen sanığın, yanında mağdur ... olduğu halde idaresindeki aracı ile saat 19:30 sıralarında, gece vakti, iki yönlü toprak yolda, bir anda direksiyon hakimiyetini kaybederek, solda bulunan toprak yığınına çarpması sonucu, yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiği olayda; Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; taksirle yaralama suçunun zarar suçu, TCK'nın 179/3. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun tehlike suçu olması, her iki suçun birlikte işlendiği hallerde, sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken, suçlar için kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu kriterinin esas alınması, buna göre; sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde, sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi ya da şikayetten vazgeçme nedeniyle taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın TCK'nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasının kabul edilmesi karşısında; mağdurdaki yaralanmanın TCK'nın 89/1. maddesi kapsamında basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olmasına göre, sanığın üzerine atılı suçun bilinçli taksir ile işlenmesi hali de dahil 5237 sayılı TCK'nın 89/5. maddesi uyarınca şikayete tabi olduğu, bu kapsamda, sadece trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine, taksirle yaralama suçundan açılan davanın ise şikayet yokluğundan düşmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi, Kabul ve uygulamaya göre de; Sanığa ait dosya kapsamında mevcut adli sicil kaydı incelendiğinde, tekerrüre esas alınan sabıkasının kasıtlı suça ilişkin olduğu, bu ilamın TCK'nın 58/4 maddesi dikkate alındığında, taksirli suçlar açısından tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.