Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10407 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18589 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç :Taksirle yaralamaHüküm :TCK'nın 89/4, 62, 52/2-4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet, sürücü belgesinin geri alınması.Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanığın aracı ile saat 19:35 sıralarında sokaktan seyredip, dur işaret levhasına riayet etmeksizin bölünmüş yolu geçmek üzere kavşağa girdiğinde, bölünmüş yol boyunca seyredip, solundan kavşağa giren katılan ... idaresindeki motosikletle çarpışmaları sonucu katılan ...’nın yaşamsal tehlike geçirip, kemik kırığı oluşacak derecede, motosiklette yolcu olan katılan ...’ın ise basit tıbbi müdahale ile giderilebilir derecede yaralamalarına neden olduğu olayda, sanığın tam kusurlu olduğunun tespit ve kabul edilmesi karşısında; iki sınır arasında temel ceza belirlenirken adalet, hakkaniyet ve nasafet kurallarına uygun makul bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, asgari hadden ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, olay günü saat 21:30 itibariyle devlet hastanesi acil servisinde şüpheli sıfatı ile alınan ifadesinde sanıktan şikayetçi olmadığını bildiren katılan ...’nın, mevcut yaralanmasının nitelikli ve olayın üzerinden geçen süre nazara alındığında, serbest irade ürünü olmadığı şüpheli sıfatıyla saptanan s??z konusu beyanı yerine sanıktan şikayetçi olduğunu bildiren savcılık beyanına üstünlük tanınmasında isabetsizlik bulunmadığı, mahkemenin de sanığın TCK’nın 89/4. maddesi ile cezalandırması sebebiyle aynı şekilde bir değerlendirme yaptığının anlaşılması karşısında tebliğnamedeki (1) nolu görüşe, sanık müdafiinin 21.03.2013 tarihli dilekçesi ile ileri sürdüğü keşif yapılması ve bildirilen tanıkların dinlenmesi talepleri konusunda ayrıca bir karar verilmiş ise de bu talepten önce mahkemece “dosya incelendi araştırılması gereken başka husus yok” şeklindeki ara karar ile reddedilmiş olması ve oluşa ve dosya kapsamına uygun bulunan kaza tespit tutanağı ile yetinilerek karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmaması nedenleriyle de tebliğnamedeki (2) nolu görüşe iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasının (5.) bendindeki “Buna göre;” ibarelerinin “Sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının TCK’nın 50/1-a maddesi gereğice adli para cezasına çevrilerek,” şeklinde değiştirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.