Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1040 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 29175 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : 1- Sanık ... hakkında; 2863 sayılı Kanunun 74/1; TCK'nın 62, 51. maddeleri uyarınca mahkumiyet 2- Sanıklar ... ve ... hakkında; ceza verilmesine yer olmadığına 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık ...'in mahkumiyetine ilişkin hüküm ile sanıklar ... ve ...'in hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hükümler, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1- Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükümünün incelenmesinde, İddianame içeriğinde, sanığın ''kültür varlığı ticareti yapma'' suçu işlediğinden bahsedilmiş olduğu anlaşılmakla, dava zamanaşımı süresi içinde 2863 sayılı Kanunun 67/2. maddesinde belirtilen ''kültür varlığı ticareti yapma'' suçundan hüküm kurulabileceği değerlendirilmiştir. Sivas Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurul'unun 18.11.2011 tarih ve 115 sayılı kararı ile, dava konusu yere ilişkin yapılan inceleme sonucunda, 2863 sayılı Kanunun 6.maddesi kapsamında yer alması nedeniyle suça konu alanın 1.derece arkeolojik sit olarak tescil edilmesine karar verildiği anlaşıldığından, tebliğnamadeki (2) numaralı bozma görüşüne iştirak edilmemiştir. Sanığın, temyize gelmeyen sanık ... ile fikir ve eylem birliği içerisinde, 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kalan ..... mevkiide, 2.20 metre derinliğinde çukur açmak suretiyle izinsiz kazı yaptıkları ve aşamalarda verdikleri beyanları ile atılı suçu işlediklerini kabul ettikleri anlaşılmakla, Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, mahkumiyet kararının kanuna aykırı olduğuna ilişkin, mahalli Cumhuriyet savcısının, sanığının eyleminin 2863 sayılı Kanunun 74/2. maddesince değerlendirilmesi gerektiğine, ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak; 5237 sayılı TCK’nın 53/3. maddesi uyarınca sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmasına karar verilirken, hak yoksunluğu süresinin koşullu salıverilme tarihine kadar olması gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin ve mahalli Cumhuriyet savcısının, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının (2.) maddesinin (D) bendinin son paragrafının ''5237 sayılı TCK'nın 53/3. Maddesi uyarınca, aynı Kanunun 53/1-c maddesinde belirtilen kişisel hak yoksunluğunun, sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer bentlerde belirtilen hak yoksunluklarının ise mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına“ şeklinde düzeltilmek suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,2-Sanıklar ... ve ... hakkında verilen kararların incelenmesine gelince, Sanıklar hakkında, 2863 sayılı Kanunun 74/1 .maddesinde belirtilen ''izinsiz kazı yapma'' suçundan dava açıldığı, iddianame içeriğinde, sanıkların ''kültür varlığı ticareti yapma'' suçunu işledikleri anlatımımın yer alması karşısında, sanıkların, ''izinsiz kazı yapma'' suçundan mahkumiyetlerine ilişkin yeterli delil bulunmadığı, davaya konu, tarihi eserler olduğu iddia edilen parçaların dosya kapsamında mevcut olmadığı, sanıkların ev ve iş yerlerinde mahkeme kararına istinaden yapılan aramalarda suç unsuruna rastlanılmadığı, tüm dosya kapsamından, sanıkların, anılan suçları işlediklerine dair yeterli ve somut delil elde edilemediği anlaşılmakla, sanıklar hakkında beraat hükümleri kurulması gerekirken, suç tarihi itibariyle eylemin 67/1 maddesinde düzenlenmiş olduğu gözetilmeden ''suç tarihi itibariyle atılı düzenlenmenin mevcut olmadığı'' gerekçesine dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi, Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin ve mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 22/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.