Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10215 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11452 - Esas Yıl 2015
Tebliğname No : 12 - 2014/393097 Mahkemesi : Adana 6. Ağır Ceza MahkemesiHüküm : Davanın reddiDavacı vekilinin 20.06.2014 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle gözaltına alındığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın reddi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Tazminat davasının dayanağı olan Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2013/156 Esas - 2014/66 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) rüşvet verme ve ihaleye fesat karıştırma suçlarından gözaltında kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 12.02.2014 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 20.06.2014 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla, Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, aynı konuda Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinde devam etmekte olan 2014/10 esas sayılı davanın bulunduğunu belirterek derdestlik gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, UYAP ortamı üzerinden davacı vekili Avukat Erdinç İpek tarafından açılan Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/10 Esas – 2015/170 Karar sayılı dava dosyasının yapılan incelemesinde, tazminat talebinin, davacının son oturduğu adresin belli olmaması, gerekçesiyle reddine karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin 04.06.2015 tarihinde kesinleştiğinin anlaşılması karşısında davacının tazminat talebiyle ilgili bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 15.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.