Mahkemesi : Sulh Ceza MahkemesiSuç : Taksirle yaralamaTaksirle yaralama suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, sanık... müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Dosya kapsamına göre; mağdur hasta ...'nun 2007 Aralık ayından itibaren kasıklarındaki ağrılarından dolayı on beş defa... Doğum ve Çocuk Bakımevi Hastanesine gittiği, farklı tarihlerde farklı doktorlarca pelvik enflamatuvar, uterusun enflamatuvar, üriner sistem enfeksiyonu teşhisleri konulduğu, 06.04.2009 tarihinde pelvik enflamatuvar hastalığı öntanısı ile hastaneye yatırıldığı, 07.04.2009 tarihinde TAH+Sağ USO+Moskoviç (Histektomi+Sağ overin alınması) ameliyatı olup, 09.04.2009 tarihinde şifa ile taburcu edildiği, ancak; ameliyat sonrası rahatsızlığının devam etmesi nedeniyle tekrar aynı hastaneye başvurduğu, 29.04.2009 ve 24.06.2009 tarihlerinde ayakta tedavi uygulanan mağdurun, 02.07.2009 tarihinde hastaneye yatışının yapılıp, herhangi bir operasyon geçirmeden, medikal tedavi uygulanmasının ardından kendi isteği ile 06.07.2009 tarihinde taburcu edildiği, rahatsızlıkları devam eden mağdurun, 09.07.2009 tarihinde kasık ağrısı şikayeti ile ...Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümüne müracaat ettiği ve ameliyat bölgesinin çekilen grafisinde 3-4 cm. uzunluğunda üç adet yabancı cisim tespit edilmesi üzerine, 24.07.2009 tarihinde operasyona alınan mağdura, genel anestezi altında yabancı cisim çıkarılması işlemi yapıldığı, çıkarılan üç adet cismin plastik kısımları kırılmış enjektör iğnesi olduğunun tespit edildiği, 27.07.2009 tarihinde taburcu edilen mağdurun, vekili aracılığıyla Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği 29.07.2009 tarihli dilekçe ile 07.04.2009 tarihli ameliyat esnasında vücudunda enjektör iğnesi unutulduğundan bahisle şikayetçi olması üzerine başlatılan adli soruşturma kapsamında, 07.04.2009 tarihli ameliyatı yapan ... Doğum ve Çocuk Bakımevi Hastanesinde görevli Kadın Doğum Uzmanı Op. Dr. ... ile ameliyatta görev alan hemşire ... hakkında 4483 sayılı “Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanun” hükümlerine göre soruşturma izni alındıktan sonra taksirle yaralama suçundan dava açıldığı olayda, Soruşturma evresinde İstanbul .... Adli Tıp İhtisas Kurulundan alınan 21.02.2011 tarihli raporda; “...Genel olarak bütün batın ameliyatı ve cilt, cilt altı insizyonların kapatılmasında enjektör iğnesi kullanılmadığı; ayrıca, 03.07.2009 tarihli Dr. Gerçek Işık tarafından yapılan yüzel doku USG incelemesinde; cilt, cilt altı dokusunun doğal olduğunun ve her hangi bir patolojiye rastlanılmadığının belirtilmesi göz önünde bulundurulduğunda, tespit edilen yabancı cismin yapılan ameliyat ile illiyetinin bulunmadığı, mevcut olayda cilt, cilt altı kapatılırken kırılmış iğne ucu kalabileceği, bu tür iğne uçlarının çok ince olduğu ve hastada herhangi kalıcı bir zarara yol açmadığı cihetle sağlık personelinin ve idarenin eylemlerinin tıp kurallarına uygun olduğu...”; kovuşturma evresinde ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Başkanlığı öğretim üyelerince hazırlanan 28.02.2013 tarihli üç kişilik bilirkişi heyet raporunda; “1- Hastaya uygulanan Total Abdominal histerektomi, Sağ Salphingooferktomi ve Moskowitz operasyonu ile hastada saptanan kırık enjektör iğnelerinin tıbbi açıdan ilişkisi bulunmamaktadır. Bahsi geçen yabancı cisimlerin adı geçen operasyonda kullanım yeri yoktur. Bu nedenle hastada saptanan kırık enjektör iğnelerinin kaynağı konusunda net kanaat oluşmamıştır. 2- Kırık enjektör iğnelerinin hastanın karın ön duvarında cilt altı dokuya ne zaman ve ne şekilde kim tarafından yerleştirildiğinin mevcut verilerle anlaşılması mümkün olmadığından ve bu iğnelerin yapılan ameliyat ile ilgisi olamayacağından, ameliyat ekibinin kusuru veya ihmali hakkında tıbbi yorum yapılamaz...” şeklinde görüş bildirildiği ve her iki raporun dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından,Yerel mahkemece, sanıkların mahkumiyetlerine yeter, her türlü derecede şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmamasından dolayı sanıklar hakkında CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince beraat kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, sanık ... müdafiinin hükmün gerekçesine, katılan vekilinin eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine, kusur durumuna ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesi gereğince, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık ... yararına hükmedilen maktu vekalet ücretinin, devlet hazinesi yerine, katılandan alınmasına karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, sanık ... müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sanık ... hakkındaki hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının 2 numaralı paragrafının, “2- Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık ... yararına, hazine aleyhine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/5. maddesi gereğince, 660,00 TL maktu vekalet ücreti tayin edilmesine,” şeklinde değiştirilmesi suretiyle, sanık ... hakındaki sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan beraat hükmünün DÜZELTİLEREK, sanık ... hakkındaki beraat hükmünün ise DOĞRUDAN ONANMASINA, 08.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.