Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9846 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 28710 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Üsküdar 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 02/09/2010NUMARASI: 2010/597-2010/668Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı vekili tarafından borçlular hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takipte borçlular vekili çeklerin keşide yerinin Samsun olup, takibin yetkisiz yerde açıldığını, vergi kimlik numarasının bulunmadığını ileri sürerek takibin iptalini istemiştir. HUMK'nun 67/1. maddesi gereğince (vekaletnamenin aslını veya örneğini vermeyen "vekil" dava açamaz ve yargılama ile ilgili hiçbir görev yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar umulan hallerde mahkemenin vereceği kesin bir süre içinde vekaletnamesini getirmek şartıyla vekilin dava açmasına veya usül işlemleri yapmasına izin verilebilir. Bu süre içinde vekaletname verilmez veya aynı süre içinde asil yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmezse dava açılmamış sayılır ve yapılan işlemler hükümsüz kalır.)Somut olayda; B... T.....adına verilmiş dosyada bir vekaletname bulunmadığından mahkemece bu borçlu yönünden vekaletname eksikliği tamamlanarak işin esası incelenmesi gerekirken bu yön gözetilmeden yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir. Takip dayanağı çeklerde keşide yeri ve muhatap bankanın bulunduğu yer Samsun olup, borçlu şirkete ödeme emri 11.08.2010 tarihinde Samsun adresinde tebliğ edilmiştir. Çeke dayalı takip, borçluların ikametgâhının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HUMK. 9.md.), muhatap bankanın bulunduğu yer ödeme yeri sayıldığından, buradaki icra dairesinde (HUMK. 10.md.) ve ayrıca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir. Öte yandan, İİK. nun 50.maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken HUMK.nun 9/2.maddesinin 1.cümlesine göre, borçlu birden fazla ise bunlardan birinin ikametgahında takip yapılabilir ve bu durumda diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak, anılan hüküm yalnız borçlulardan birinin ikametgâhındaki (onun için genel yetkili) icra dairesinde takip yapılması hali içindir. Borçlulardan biri için özel yetkili bir icra dairesinde takip yapılması halinde H.U.M.K.nun 9/2.maddesinin 1.cümlesi hükmü uygulanmaz. HUMK.nun 23.maddesi son cümlesi hükmüne göre mahkemenin yetkili olmadığını iddia eden taraf yetkili mahkemeyi beyan etmeye mecburdur. HGK.nun 22.09.1976 gün ve 10 / 1957 - 2554 sayılı ve 25.12.1987 tarih ve 1987 / 506 - 1103 sayılı kararlarında da benimsendiği gibi, anılan hükümde yetki itirazında bulunana birden fazla yetkili mahkemeyi (icra dairesini) gösterme olanağı yasaklanmamıştır. Yetkili olmaları koşulu ile birden çok yetkili mahkeme (icra dairesi) belirtilmiş olsa dahi, yetkili yeri bildirme yükümlülüğü yerine getirilmiş olur. Ancak, borçlu bu yerlerden birini tercih etmezse tercih hakkı alacaklıya geçer.Somut olayda borçlular vekili açıkça çeklerin keşide yerinin Samsun olduğunu belirterek Üsküdar icra müdürlüğünün yetkisiz olduğunu ileri sürmüş bulunmasına göre; borçlu B.... şekerleme san. Tic. Ltd. Şti'nin ticaret sicilindeki adresinin araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 18.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.