MAHKEMESİ: Küçükçekmece 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 11/08/2011NUMARASI: 2011/460-2011/845Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.12.2006 tarih ve 2001/351 Esas 2006/605 sayılı kararına dayanan alacaklılar tarafından ilamların icrası yoluyla icra takibi başlatılmıştır.Borçlu tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda bu ilamın kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceğinden bahisle takibin ve icra müdürlüğünce hazırlanan 28.12.2009 tarihli borç muhtırasının iptali talebinde bulunulmuş takip sonrasında işleyecek faiz hesabı ve oranına karşı çıkılmıştır.Asliye ticaret mahkemesinin takibe konu kararının incelenmesinde menfi tespit davası niteliğinde olduğu ancak istirdat davasına dönüştüğü tahsil edilen 231.626.76 TL nin davalı (borçludan) tahsiline karar verildiği bu kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine Yargıatay 11. Hukuk Dairesinin 14.10.2008 tarih 2007/3126 esas 2008/11741 karar sayılı kararıyla davalı borçlunun tüm temyiz itirazlarının reddedilerek sadece davacı alacaklı yararına bozuldu??u anılan bozma kararında istirdata hükmedilen bedelle ilgili faize ve ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğinin belirtildiği ve yine tarafların karar düzeltme istemlerinin 27.02.2009 tarihinde reddedildiği şikayete konu icra takibinin ise 02.06.2009 tarihinde başlatıldığı görülmüştür. Yukarıda bahsedilen Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin bozma kararından sonra asliye ticaret mahkemesince kısmi bozma kararına uyulmuş ve 24.10.2010 tarih 2009/310 - 190 sayılı kararla istirdata (takibe) konu tutarın yasal faizle borçludan tahsiline ve %40 inkar tazminatının davalı borçludan alınıp davacı alacaklıya verilmesine karar verilmiş bu kararda Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 02.02.2010 tarih 2010/9715-12349 sayılı karar ile onanmıştır. İcra mahkemesinin borçlunun şikayeti üzerine verdiği 25.03.2010 tarih 2010/11-355 sayılı ilk kararında ilamın hüküm kısmında faizle ilgili herhangi bir madde bulunmadığı takipte 28.02.2009 tarihinde avans faiz oranlarından istendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş kararın borçlu tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 10.03.2011 tarih 2011/2405 esas 3051 karar sayılı kararı ile "mahkemece takipte talep edilen alacak kalemlerine ilamın kesinleşme tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 1.maddesi uyarınca yasal faiz hesaplanarak sonuca gidilmesi gerekirken takipte avans faizi istendiğinden bahisle yazılı şekilde şikayetin reddine karar verilmesi isabetsiz bulunarak" söz konusu karar bozulmuştur. İcra mahkemesince her ne kadar dairemizin bozma kararına uyulmak suretiyle "Asıl alacağa takip konusu ilamın kesinleştiği 27.02.2009 tarihinden itibaren yasal faiz hesaplanmasına" şeklinde yeniden hüküm kurulmuş ise de, alacaklı vekilinin temyiz dilekçesine eklediği Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 13.05.2011 tarih 2011/1538-5887 sayılı kararı ile takip konusu ilamdaki yasal faiz ibaresinin reeskont faizi olarak düzeltildiği ve hükmün bu şekilde düzeltilerek onandığı anlaşılmaktadır.Bu durumda mahkemece Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 13.05.2011 tarih ve 2011/1538-5887 sayılı düzeltilerek onama ilamı doğrultusunda takip konusu reeskont faiz oranına göre yeniden hesaplanması ve dosya borcunun buna göre tespit edilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.