Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9630 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 28487 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: İstanbul 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 25/05/2009NUMARASI: 2009/1914-2009/1414Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Takip dayanağı çekin keşide yeri, muhatap bankanın bulunduğu yer Mersin’dir. Borçluya ve diğer borçlulara ödeme emri tebliğine ilişkin dosyada her hangi bir tebligat evrakı na rastlanmamış ise de takip talebinde adresleri Mersin olarak gösterilmiştir. Çeke dayalı takip, borçlunun ikametgâhının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HUMK. 9.md.) ve muhatap bankanın bulunduğu yer ödeme yeri sayıldığından, buradaki icra dairesinde (HUMK. 10.md.) ve ayrıca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir. Bu durumda alacaklının takip yaptığı İstanbul İcra Müdürlüğü yetkisizdir.İİK. nun 50.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken HUMK. nun 12.maddesi gereğince ihtiyati haciz kararından sonra bu kararın dayanağı olan alacak davası haciz kararını veren mahkemede de açılabilir. Anılan hüküm icra dairelerinin yetkisini belirlemede de geçerlidir. Somut olayda, alacaklı vekili tarafından 20.04.2009 tarihinde İstanbul İcra Dairesinde icra takibine başlandığı, İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/1128 D. İş Esas, 2009/1155 karar sayılı ihtiyati haciz kararının ise 21.07.2009 tarihinde verildiği anlaşılmıştır. Her dava ve takip açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirileceğinden, takibe başlandıktan sonra sunulan ve takip tarihinden sonraki tarihli ihtiyati haciz kararı başlangıçta mevcut yetkisizliği geriye dönük olarak ortadan kaldırmaz. Bir diğer anlatımla, alacaklı takibe ihtiyati haciz kararı ile başlamadığından, sonradan verilen ihtiyati haciz kararı, takip tarihi itibari ile yetkisiz olan icra dairesini yetkili hale getirmez. O halde, mahkemece borçlunun yetki itirazının kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.