Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9500 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 24682 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Ankara 11. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 14/07/2011NUMARASI: 2011/490-2011/681Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde alacaklı tarafından verilmiş olduğunu iddia ettiği ibranameye dayanarak borcun ödendiğinden bahisle takibin iptalini istediği, Mahkemece de istem doğrultusunda takibin durmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. İcra İflas Kanunu’nun konuya ilişkin 71/2.maddesinde; "borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini, yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belgeyle ispat ederse, takibin iptal veya talikine her zaman icra mahkemesinden isteyebilir" yasal düzenlemesine yer verilmiştir. Alacaklı vekili tarafından icra mahkemesine verilen cevap dilekçesinde alacaklı şirketin temsil ve ilzamı için iki yetkili imzasının gerekli bulunmasına rağmen, ibranamenin tek bir yetkili imzası ile düzenlendiği açıkça ifade edilmiştir. İbranamedeki imzaya karşı çıkılmamakla beraber, ikinci bir imzanın gerekli olduğu iddia edilerek, ibranamenin alacaklı şirket açısından bağlayıcı olmadığı ileri sürülmektedir. Ankara Ticaret Sicili Memurluğu’nun 28.06.2010 tarihli yazısına göre; 03.10.2006 tarihli karar ile Osman Demirden ve Yaşar Karakaş’ın alacaklı şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili kılındığı belirtilmiş ancak daha sonra 25.07.2007 tarihinde alınan ve ibranamenin düzenlendiği tarih itibarı ile de geçerli olduğu anlaşılan karara göre aksi kararlaştırılıncaya kadar herhangi ikisinin müştereken alacaklı şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındıkları karar altına alınmıştır.Bu durumda alacaklı şirket adına ibra belgesi düzenlenebilmesi için şirketin iki yetkilisinin imzasının bulunması gerekir.Somut olayda 13.12.2010 tarihli belgede şirket yetkililerinden sadece imzasının bulunduğu ve ikinci yetkili imzasının yer almadığı görüldüğünden alacaklı şirketi bağlamaz. O halde Mahkemece, istemin reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.