Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9484 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 27020 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Bodrum İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 10/05/2011NUMARASI: 2009/715-2011/396Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İİK’nun 128/2.maddesi gereğince, icra dairesi, satışa hazırlık işlemleri sırasında taşınmazın kıymetini ehil bilirkişiler aracılığıyla tayin ve tespit ettirirken, taşınmazın üzerindeki yükümlülüklerin de kıymete olan etkisini dikkate alır. Kesinleşen kıymet takdiri, İİK.’nun 129.maddesinde öngörülen ve satışın en az hangi bedelle yapılacağını saptayan önemli bir işlemdir. Kıymet takdirine ilişkin rapor; borçluya, haciz koydurmuş alacaklıya ve diğer ipotekli alacaklılara tebligatın yapıldığı icra dosyasındaki, ayrıca bildirilmiş bulunması hali müstesna olmak üzere, tapudaki mevcut adresleri esas alınmak suretiyle tebliğ edilir. İlgililer, icra dairesinin kıymet takdiri işlemine karşı şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurarak, düzenlenen raporun gerçeği yansıtmadığını ileri sürebilirler. Yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirinin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshini talep edemezler. Somut olayda, Bodrum 1.İcra Müdürlüğü’nün 2008/547 talimat sayılı dosyasında 2+1 olarak satışa çıkartılan taşınmaza ilişkin kıymet takdirinin, İzmir 18.İcra Müdürlüğü’nün 2008/9924 esas sayılı asıl takip dosyasında borçluya tebliğ edilip edilmediği, asıl takip dosyası örneği gönderilmediğinden tespit edilememiş ise de, satış dosyasında satış ilanının borçluya 01.08.2009 tarihinde tebliği üzerine, borçlunun icra dairesine 10.08.2009 tarihinde başvurarak, taşınmazın vasfının 3+1 yerine, 2+1 olarak tespit edildiğinden bahisle satış kararının iptalini talep ettiği, ancak icra mahkemesi nezdinde herhangi bir başvurusunun olmadığı görülmektedir .Bu durumda mahkemece, taşınmaz satış ilanının, itiraz edilmeden kesinleşen kıymet takdirine uygun olarak hazırlandığı, borçlunun taşınmazın vasfının hatalı olarak tespit edildiği iddiasıyla ihalenin feshini talep edemeyeceği nazara alınarak, istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle ihalenin feshi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.