Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9462 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 32914 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından, cari hesap ekstreleri ve faturalara dayalı olarak başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte, örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra dairesine yaptığı başvuruda, borca ve faize itirazı ile birlikte yetkili icra dairesinin yerleşim yerinin bulunduğu ... İcra Dairesi olduğunu ileri sürerek ... İcra Dairelerinin yetkisine de itirazda bulunması üzerine takibin durdurulduğu, alacaklı tarafından icra mahkemesine müracaatla yetkiye itirazın kaldırılmasının talep edildiği, mahkemece davanın kabulü ile borçlunun yetki itirazının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 50. maddesinin birinci fıkrasına göre HMK'da yetkiye ilişkin hükümler para ve teminat alacaklarına dayalı takiplerde kıyas yolu ile uygulanır. Konusu mal varlığı olan borçlar hukukuna ilişkin sözleşmelerden doğan davalarda yetki, HMK.nun 10. maddesinde belirtilen kurallara göre çözümlenir. Anılan madde, sözleşmeden doğan davalar için sözleşmenin yerine getirileceği yer mahkemesinin yetkili olacağı yönünde özel yetki kuralı koymuştur.Sözleşmenin yerine getirileceği yer, öncelikle tarafların açık veya zımni isteğine göre tespit edilir. Sözleşmede karşılıklı olarak değişik yerlerde yerine getirilecek borçlar varsa (malın teslim edileceği yer-borcun ödeneceği yer), mal teslimi için açılacak dava teslim yeri mahkemesinde- borcun ödenmesi için açılacak dava ise borcun ödeneceği yer mahkemesinde açılabilir. Ancak sözleşmede açık ve zımni olarak sözleşmenin yerine getirileceği yerin anlaşılamadığı hallerde yetkili yer, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 89. maddesine göre belirlenir. Yani davanın konusu sözleşmeden doğan bir para borcu olup da, sözleşmede aksi kararlaştırılmamış ise, borç, alacaklının, ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenir. Ancak, aranacak ya da aldırılacak borçlarda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 89.maddesinin birinci fıkrasının birinci bendi uygulanmaz. Ne var ki, HMK.nun 10. maddesi hükmü yalnız hukuken geçerli olan sözleşmelerden doğan davalar hakkında uygulanacağından, geçersiz olan sözleşmelerden kaynaklanan davalar (sebepsiz iktisap gibi), sözleşmenin ifa yerinde açılamayıp genel yetkili yer olan davalının ikametgahında açılabilir.Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 2001/12-1162-1191 sayılı kararında da yukarıda açıklanan kurallar benimsenerek “HUMK.nun 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalarda tarafların sözleşmenin yerine getirileceği yer hakkında açık veya zımni isteklerinin anlaşılamadığı hallerde, sözleşmenin yerine getirileceği yerin Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesine göre belirleneceği” açıklanmıştır. Ancak, bu gibi hallerde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89.maddesinin uygulanabilmesi için akdi ilişkinin kabul edilmesi gerekmektedir.Somut olayda, borçlu, takibe itiraz dilekçesinde, yetki itirazı yanında, borca da itiraz etmiş olup, bu hali ile akdi ilişki borçlu tarafından kabul edilmediğinden 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89.maddesinin uygulanması imkanı bulunmamaktadır. Bu durumda HMK'nun 7. maddesi uyarınca borçlunun ikametgah adresi olan yerde takibin yapılması gerekip, borçlunun ikametgahı ... olduğuna göre ... icra müdürlüğünde yetkisizdir.O halde mahkemece, borçlunun yetki itirazı yerinde olduğundan alacaklının yetki itirazının kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.