Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9393 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7262 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/10/2013NUMARASI : 2013/625-2013/727 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı, borçlunun, borca itirazını belirterek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, itirazın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 169/a-6. maddesinde, borçlunun itirazının esasa ilişkin nedenlerle kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklının, borçlunun isteği üzerine takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği düzenlemesine yer verilmiştir.Somut olayda, borçlu, senette yer alan T.. A..'nın kendisi olmadığını ve imzanın da tarafından atılmadığını belirterek takibin iptalini istemiştir. Borçlunun başvurusu, bu hali ile İİK.nun 169/a maddesi kapsamında borca itiraz niteliğindedir. Daha önce aynı icra dosyası nedeniyle Kartal 1.İcra Mahkemesinin 2012/263 E.-348 K.sayılı dosyasında yapılan imzaya itiraz yargılamasında, alacaklı vekili tarafından sunulan 03/05/2012 tarihli dilekçede, takip borçlusu ile itiraz edenin aynı kişiler olmadığının beyan edildiği ve imzaya itirazın da kabul edildiği görülmektedir. İtiraz edenin takip borçlusu olmadığı kabul edildiği halde, anılan şahıs hakkında takibe devam edilerek ödeme emri tebliği talep edilmesi alacaklının kötü niyetli olduğunun kabulünü gerektirir. O halde, mahkemece, İİK.nun 169/a maddesi gereğince borca itirazının kabulü ile hakkındaki takibin durdurulmasına ve alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi gerekirken başvuru imzaya itiraz olarak değerlendirilerek takibin durdurulmasına ve tazminat talebinin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.