Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9388 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 24563 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: İstanbul 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 23/11/2010NUMARASI: 2009/3943-2010/2110Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İ.İ.K.’nun 150/ı maddesinde "Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcunu ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayri nakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter aracılığı ile....borçluya tebliğ edildiğini veya aynı Kanunun 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ederse, icra müdürü İİK'nun149.madde uyarınca işlem yapar", yani icra emri gönderir. Borçlu kendisine gönderilen ihtara 8 gün içinde itiraz etmezse hesap özetinde bildirilen alacak kesinleştiğinden icra mahkemesinde alacağın esası yönünde bir inceleme yapılamaz. Borçlu, ihtara 8 gün içinde itiraz etmek sureti ile icra mahkemesinde şikayette bulunma hakkını kazanır.Somut olayda krediyi kullanan asıl borçlu şirkete ihtarname 26.8.2009 tarihinde tebliğ edilmiş ihtarnameye 8 gün içinde itiraz edilmediğinden hesap özetinde bildirilen alacak kesinleşmiş olup bundan sonra borçlu ancak İİK.nun 149/a maddesi göndermesi ile uygulanacak aynı kanunun 33/1-2 maddesine göre itfa ve imhal iddiasında bulunabilir. Şirketin borcu nedeniyle taşınmazlarını ipotek veren şikayetçiler yönünden ise TMK 887 (eski M.K.802)'nci maddesi hükmünün takip koşulu olarak gözönünde bulundurulması gerekir. Anılan yasa hükmünde "ipotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değil ise, alacaklının ödeme isteminin hem borçluya hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır". düzenlemesine yer verilmiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere takip dosyasında ipotek verenlere çıkarılan tebligatların tebliğ edildiği belirlenememiş ise de; şikayetçilerin kendilerine ihbar yapılmadığı yönünde bir iddiaları bulunmadığı gibi icra mahkemesine verdikleri şikayet dilekçelerinde özellikle "5.5.2009 tarihli ihtarnamede belirtilen 1587815529 nolu kredi için ipotek verdiklerini ve bu kredi hesabının kat edilmesi tarihi itibari ile bakiye borçlarının 107.078,62 TL" olduğunu bildirdiklerinden ihtardan (ihbardan) haberdar olduklarının kabulü gerekir. Bu durumda yasanın aradığı ihbar koşulu gerçekleşmiş olup ipotek veren şikayetçilerin İİK.nun 150/ı koşullarında itiraz hakları bulunmadığı sadece İİK.nun 149/a maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı yasanın 33/1-2 maddelerine göre itfa imhal itirazında bulunabilecekleri düşünülmelidir.Asıl borçlu ve ipotek verenlerin bu yönde bir iddialarıda bulunmadığından icra mahkemesince şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yazılı değerlendirmelerle şikayetin kısmen kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.