Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 930 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 20703 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: Ankara 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 11/07/2008NUMARASI: 2008/665-2008/717Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;4857 sayılı Kanun’un 35.maddesine göre işçinin almakta olduğu ücretlerin dörtte birinden fazlası haczedilemez. Aynı Yasa’nın 32.maddesinde de ikramiye, toplu sözleşme farkı ve nemada ücretten sayılacağından onların da aynı koşullarda haczini engelleyen bir yasa hükmü yoktur. 6772 sayılı Kanun’un 4.maddesinde ise (fazla mesai, evlilik, çocuk zamları veya primleri, ayni yardımlar, hafta ve genel tatil ücretleri gibi esas ücrete munzam tediyelerin) haczedilemeyeceği belirlenmiştir. Bu durumda ikramiyenin en fazla ¼’ünün haczi mümkün ise de yukarıda belirtilen 4.maddedeki ödemelerin haczi mümkün değildir.Somut olayda 10.10.2006 tarihinde borçlunun maaş, ikramiye veya ücretinin ¼’ü ile, maaşı dışında borçluya belli dönemlerde ödenmekte olan ikramiye, prim, tazminat, ek ücret, özel gider indirimi, vergi iadesi, nema ve sair ne ad altında olursa olsun yapılan ödemeler ile emekli olması halinde ikramiyesinin tamamına haciz konmuş olup, borçlu, icraya yaptığı 27.05.2008 tarihli başvuruda 2008 yılı ağustos ayı maaşından başlamak üzere, sıralı icra kesintileri dışında maaşından her ay 500,00 TL kesilerek dosyaya yatırılmasına muvafakat etmiş olup, bu muvafakat İİK’nun 83/a maddesi uyarınca geçerlidir. O halde mahkemece, ücretten sayılan prim, tazminat, ek ücret, özel gider indirimi ve her ne ad altında olursa olsun yapılan ödemelerinde ¼ fazlası haczedilemeyeceğinden borçlunun bu yöne ilişkin şikayetinin kabulü gerekirken aksine düşüncelerle 4875 sayılı Yasa, göz ardı edilerek şikayetin tamamen reddine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.