MAHKEMESİ: Bursa 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 06/02/2007NUMARASI: 2006/876-87Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : 1) İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK’nun 438. ve İİK’ nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi;2-Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı vekili tarafından borçlu hakkında 31.08.2003 keşide tarihli iki adet çeke dayalı olarak genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine geçilmiş ve örnek 7(49) numaralı ödeme emri 09.07.2004 tarihinde borçluya tebliğ edilmiştir.Borçlu vekili 25.09.2006 tarihinde İcra Mahkemesine başvurarak takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleştiğini ileri sürmüştür. İİK’nun 71/2. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 33/a-1. maddesi gereğince, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığının belirlenmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilir. T.T.K.’nun 720/2.maddesi gereğince çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edildiği (ibraz günü de gösterilmek suretiyle) çekin üzerine yazılmış olan tarihli bir beyanla tespit edilmelidir. Aksi taktirde alacaklı müracaat hakkını kaybeder. Somut olayda takip dayanağı belgeler muhatap bankaya ibraz edilmediği için, alacaklı TTK'nun 708 ve 720. maddeleri gereğince müracaat hakkını kaybetmiştir. Bu durumda, kambiyo senedi vasfını taşımayan (adi havale) belge ile başlatılıp kesinleşen adi takipte, İİK'nun 71/2. maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde işleyecek zamanaşımı süresi TTK'nun 726. maddesine göre hesaplanamayacağı gibi, olayda BK'nun 66. maddesinin de uygulama yeri yoktur. Genel haciz yolu ile başlatılan takip kesinleştiğine göre, olayda uygulanması gereken BK. nun 125. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığı için Mahkemece istemin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 08.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.