Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9254 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 6760 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Kocaeli 1. İcra MahkemesiTARİHİ: 25/12/2006NUMARASI: 2005/474-2006/704Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı vekili tarafından borçlu hakkında çeke dayalı olarak icra takibine geçilmiş ve örnek 10 numaralı ödeme emri 13.09.2004 tarihinde borçluya tebliğ edilmiştir.Borçlu vekili ise İİK.nun 168/4.maddesinde öngörülen yasal 5 günlük süreden sonra 15.02.2005 tarihinde İcra Mahkemesine yaptığı başvuruda, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek imzaya itirazını bildirmiştir.İ.İ.K.’nun 168/4.maddesi gereğince borçlu takip dayanağı kambiyo senedindeki imza kendisine ait olmadığı iddiasında ise bunu beş gün içinde icra mahkemesine bildirmek zorundadır. O halde Mahkemece öncelikle, borçlu vekilinin tebliğ işlemine yönelik şikayetinin incelenerek, başvurunun süresinde olup olmadığı belirlendikten sonra oluşacak sonucuna göre imzaya itirazın esasının incelenmesi gerekirken, bu konuda bir karar verilmeden ve itirazın sürede olup olmadığı belirlenmeden, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Kabule göre de; T.T.K.’nun 720/2.maddesi gereğince çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edildiği (ibraz günü de gösterilmek suretiyle) çekin üzerine yazılmış olan tarihli bir beyanla tespit edilmelidir. Aksi taktirde alacaklı müracaat hakkını kaybeder. Somut olayda, takip dayanağı 20.07.2004 keşide tarihli çekin muhatap bankaya ibraz edilmesine rağmen ibraz tarihinin yazılı olmadığı anlaşılmıştır. TTK. nun 708/1.maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yer ile ödeme yerinin (muhatap bankanın bulunduğu yerin) aynı olması halinde ibraz süresi 10 gün olup, icra takibi de çekin keşide tarihinin üzerinden 10 günden fazla süre geçtikten sonra yapılmış olması nedeniyle, anılan çekin yasal sürede muhatap bankaya ibraz edildiğinin kabulü mümkün değildir. Bu durumda Mahkemece itirazın beş günlük yasal sürede olduğunun kabulü halinde alacaklı müracaat hakkını kaybettiğinden İ.İ.K.’nun 170/a-2.maddesi gereğince re’sen takibin iptaline karar verilmesi gerekirken anılan hususun gözardı edilmesi yasaya uygun görülmemiştir.Öte yandan, yaptırılan ilk bilirkişi incelemesi sonunda düzenlenen raporda imzanın borçluya ait olduğu belirtilirken İcra Mahkemesince Adli Tıp Kurumundan alınan raporda ise takibe konu çek üzerinde atılı bulunan imzanın borçluya ait bulunmadığı sonucuna varıldığı görülmektedir. Adli Tıp Kurumunun Grofoloji bölümünün imza incelemesinde son mercii olarak kabulü mümkün bulunmadığından bu rapora üstünlük tanınarak sonuca gidilemez. Mahkemece her iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden ve ehil bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan mütalaa alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gereklidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi de doğru değildir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 08/05/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.