MAHKEMESİ: Beyoğlu 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 27/08/2010NUMARASI: 2010/317-2010/395Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;4822 Sayılı Yasanın 15. maddesi ile değişik 4077 Sayılı Yasanın 10. maddesinin 3. fıkrasında "... Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez" hükmü yer almaktadır. Bu yasal düzenleme doğrultusunda, alacaklı banka, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefilden borcun ifasını isteyemez.Somut olayda alacaklı, kredi sözleşmesinin kefili hakkında, 15/06/2006 tarih ve 31.360,00 YTL bedelli taşıt kredi sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacak için 01/06/2007 tarihinde ilamsız takip başlatmıştır. Alacaklının aynı tarih ve bedelli kredi borcu için asıl borçlu M... Ö... hakkında da, Beyoğlu 4.İcra Müdürlüğü'nün 2007/11016 Esas sayılı dosyası üzerinden rehnin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibi yaptığı görülmektedir. Yukarıda yazılı yasa hükmü karşısında asıl borçlu hakkında başlatılan bu takip sonuçlandırılıp, takibin semeresiz kaldığı belirlenmeden, kefil hakkında takip yapılamaz. Borçlu vekilinin, 4077 Sayılı Yasa'nın 10/3. maddesi uyarınca, asıl borçluya karşı takip yapılıp, bu takip sonuçsuz kaldığı takdirde, müvekkili aleyhine takip yapılabileceğine ilişkin iddiası, İİK. nun 16.maddesi kapsamında şikâyet niteliğinde olup, kamu düzeni ile ilgilidir ve aynı maddenin 2.fıkrası uyarınca süreye tabi değildir. O halde mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 10.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.