Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9145 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 5945 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: İstanbul 8. İcra MahkemesiTARİHİ: 28/12/2005NUMARASI: 2004/856-1607Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İ.İ.K.nun 169-a/1. maddesi gereğince İcra Hakimliğinde borçlu, borcun bulunmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ettiği taktirde itirazın kabulüne karar verilir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, sunulan ödeme belgesinin takip konusu borç için verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede, takip dayanağına açıkça atıf yapılması zorunludur. Somut olayda ödeme belgesi olarak sunulan 28.04.2004 tarihli göndericisi takip borçlusu şirket, alıcısı takip alacaklısı şirket olan 70.000.000.000 TL. T B A.Ş. İ. Şubesine ait eft havale dekontunun incelenmesinde, takibe konu çeke herhangi bir atıf yoktur .Bu husus bankanın 24.10.2005 tarihli yazısı ile de sabittir. Borçlar Kanununun 85. maddesi uyarınca, “Birden fazla borçları bulunan borçlu, borçları ödemek zamanında bu borçlardan hangisini tediye etmek istediğini alacaklıya beyan etmek hakkını haizdir.Borçlu beyanatta bulunmadığı surette vukubulan tediye kendisi tarafından derhal itiraz edilmiş olmadıkça alacaklının makbuzda irae ettiği borca mahsup edilmiş olur.” Çek bedeli olarak gönderildiği yolunda alacaklının da kabulü olmadığı gibi aksine bu havalenin diğer cari hesap alacakları için gönderildiği ve cari hesap alacağına mahsuben ödemenin kabul edildiği alacaklı vekili tarafından itiraza cevap dilekçesinde ileri sürülmüştür.BK.nun 85/2.maddesi hükmü karşısında ödemenin takip dayanağı çek için yapıldığının kabulü mümkün değildir.Bu durumda “borcun ödendiği” belgelendirilmediğinden ve eft yolu ile ödenen bedelin çek karşılığı olarak ödendiği alacaklı tarafından da kabul edilmediğinden borçlunun itfa itirazının reddine karar verilmesi gerekirken anılan itirazın kabul edilerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.