MAHKEMESİ : Şebinkarahisar İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 06/01/2014NUMARASI : 2013/15-2014/1Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :İİK.nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. İİK.nun 68/1. maddesinde yer alan yetkili makamların düzenledikleri belgelerin takip dayanağı yapılıp, ilamsız takibe konulabilmesi için, kanunda bu belgelerin, İİK.nun 68. maddesinde sayılanlardan olduğuna ilişkin özel hüküm bulunması gerekir (İİK'nun 143/2, 105/1,251/1, gibi). Somut olayda, alacaklının, 3.kişi Ziraat Bankası A.Ş. ile asıl borçlu arasında yapılan kredi sözleşmesine, kefillik borcu nedeniyle yapılan banka borç ödeme dekontuna dayalı olarak kefil sıfatıyla ödediği miktarın, kredi sözleşmesine müşterek ve müteselsil kefil olan diğer borçludan rücuen tahsili amacıyla genel haciz yolu ile takip yaptığı anlaşılmaktadır. Asıl alacaklısı banka olan kredi sözleşmesi ile banka ödeme dekontları, İİK.nun 68. maddesinde yazılı mücerret borç ikrarını içeren belge niteliğinde değildir. Öte yandan, kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olan alacaklının, kredi borcu nedeniyle ödemek zorunda kaldığı miktarın ne kadarı için sözleşmenin diğer müşterek ve müteselsil kefillerine ve asıl borçlusuna rücu edebileceği de yargılamayı gerektirir. O halde mahkemece, alacağın tahsili yargılamayı gerektirdiğinden itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin 1. fıkrası gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.