MAHKEMESİ : İstanbul 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/07/2009NUMARASI : 2009/1633-2009/1935Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Şikayetçi üçüncü kişi, takip dosyasında borçlu adına kayıtlı iken 13.08.2007 tarihinde tapu kaydı üzerine haciz konulan gayrimenkulü, 05.01.2007 tarihinde borçludan noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile satın aldıklarını ve 09.01.2007 tarihinde de bu durumun tapu kaydına şerh edildiğini, bilahare 11.01.2008 tarihinde de Eyüp 1. Asliye Hukuk Mahkemesin de tapu iptali ve tescili davası açtıklarını, davanın kabul edildiğini ve kararın 21.05.2008 de kesinleştiğini, TMK 1009.maddesi ve Tapu Kanunu'nun 26/6 maddesi gereğince haczin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece, gayrimenkulün haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olduğu ve asliye hukuk mahkemesince de hacizlerin kaldırılma-sına hükmedilmediğinden bahisle şikayetin reddine karar verilmiştir.Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi, bu kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamaz.Tapu Kanunu'nun 26.maddesi uyarınca sicile şerh verilen satış vaadi sözleşmesi (5) yıl süre ile 3. kişilere karşı ileri sürülebilir. Haczin kaldırılması için anılan süre içerisinde tescil davası açılması ve 3. kişi adına taşınmazın tescil işleminin tamamlanması zorunludur. Somut olayda, tescil davasının 11.01.2008 tarihinde açıldığı, taşınmazın 3.kişi adına tesciline karar verildiği ve bu kararın 25.03.2008 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Bu durumda, açıklanan yasal koşullar oluştuğundan haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddi isabetsizdir.SONUÇ : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.