Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8883 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 27448 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Sakarya 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 25/08/2009NUMARASI: 2009/188-2009/367Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Taşınmaz satışları hakkında uygulanması gereken, İİK. nun 124. maddesi uyarınca, icra dairesi artırma şartlarını belirler ve bunları içeren şartname artırmadan evvel en az on gün süreyle icra dairesinde herkesin görmesi için açık bulundurulur. Aynı Kanunun 126.maddesine göre ise; artırma, satıştan en az bir ay önce ilan edilir. Satışın yapılacağı yer, gün ve saat ilanda yazılır. Somut olayda, taşınmazın satış ilanında her hangi bir tahrifat bulunmadığı ve ihalenin ilan edilen yer, gün ve saatte yapıldığı anlaşılmıştır. Taşınmaz satışında asıl olan şartname ve satış ilanı olup, icra müdürlüğünce yazılan satış kararında düzeltmeler yapılması ve bunların onaylanmamış olması sonuca etkili olmadığından, ihalenin feshini gerektirmez. Öte yandan, kural olarak ihalenin şartnamede ilan edilen saatlerde başlayıp ve bitirilmesi gereklidir. Ancak, artırmanın devam etmesi halinde ihale saatinin belirlenen saatten sonraya taşıması durumu bu kuralın tarafların menfaatine uygun gelen istisnasıdır. Satış ilanında ve şartnamede ihalenin saat 13.55’te başlayıp, 14.05’te biteceği belirtilmiş olup, satışın yapıldığı ihale tutanağının üst kısmında da satışın 13.55 - 14.05 saatlerinde yapıldığının belirtildiği gibi, şikayetçi borçlu vekilinin de satışın ilan edilen saatlerde yapılmadığına yönelik bir iddiasının bulunmadığı görülmektedir. Ayrıca yapılan ihalede zarar unsurunun da gerçekleşmediği de anlaşılmıştır. Bu nedenle mahkemenin ihale tutanağında satışın başlangıç saatinin gösterilmediği nedenine dayalı fesih gerekçesi de yerinde değildir. O halde mahkemece şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.