Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8836 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 27468 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Eskişehir 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 26/05/2009NUMARASI: 2009/88-2009/537Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklının kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlattığı takipte borçlu olarak gösterilen S. S., icra mahkemesine müracaatla, çek arkasında bulunan imzasına açıkça itiraz etmeksizin sadece ciro silsilesinin kopuk olduğundan bahisle takibin iptali isteminde bulunmuştur.Kambiyo senetleri ile ilgili hak sahipliğini ispat külfeti hakkındaki TTK'nun 598 ve 702 maddelerinde “senedi elinde bulunduranın kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılacağı” öngörülmüştür. TTK'nun 721. maddesinde de belirtildiği üzere çekin cirosunun ibraz müddetinin geçmesinden önce yapılması zorunludur. Çeklerde ciroyu düzenleyen TTK'nun 702. maddesi gereğince, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran bir kimse, son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılacağından, bir beyaz ciroyu diğer bir ciro takip ederse bu son ciroyu imzalayan kimse, çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır. Çizilmiş ciroların ise, yazılmamış hükmünde olacağı aynı madde hükmünde belirtilmiştir.Yukarıda açıklanan koşullar doğrultusunda somut olayın incelenmesinde; TTK'nun 730. maddesi göndermesiyle çeklerde de uygulanması gereken TTK'nun 595/2. maddesine göre, lehine ciro yapılan kimsenin ciroda gösterilmesine lüzum olmadığı gibi ciro, sadece cirantanın imzasından da ibaret olabilir. Bu tür cirolara beyaz ciro denilir. İncelenen çek arkasında çekin beyaz ciro ile hamile geçtiği görülmektedir. Bu durumda yukarıda belirlenen ilkeler doğrultusunda beyaz ciro ile çekin takip alacaklısına geçtiği anlaşıldığından mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 12/04/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.