Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8828 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 24594 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ : Ankara 12. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/07/2011NUMARASI : 2011/208-2011/639Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu vekili, icra mahkemesine yaptığı başvuruda, kıymet takdir raporunun borçlu şirkete tebliğ edilmediğini, satış ilanına ilişkin tebligatın da usulsüz olduğunu, bu nedenle 01.03.2011 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir. İİK.'nun 128/2. maddesi gereğince, icra dairesi satışa hazırlık işlemleri sırasında taşınmazın kıymetini ehil bilirkişiler aracılığı ile tayin ve tespit ettirirken, taşınmazın üzerindeki yükümlülüklerin de kıymete olan etkisini dikkate alır. Kesinleşen kıymet takdiri, taşınmazın satışı sırasında İİK'nun 129. maddesinde öngörülen ve satışın en az hangi bedelle yapılacağını saptayan önemli bir işlemdir. Kıymet takdirine ilişkin rapor; borçluya, haciz koydurmuş alacaklıya ve diğer ipotekli alacaklılara tebligatın yapıldığı icra dosyasındaki, ayrıca bildirilmiş bulunması hali müstesna olmak üzere, tapudaki mevcut adresleri esas alınmak suretiyle tebliğ edilir. İlgililer, icra dairesinin kıymet takdiri işlemine karşı şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurarak, düzenlenen raporun gerçeği yansıtmadığını ileri sürebilirler. Yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirinin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshini talep edemezler. Somut olayda, kıymet takdir raporunun borçlu şirkete tebliğ edilmediği, kıymet takdirine yapılan itirazda borçlu şirketin taraf gösterilmediği, mahkemece, 1 nolu dükkanın değerinin 80.000 TL, 6 nolu dükkanın değerinin 70.000 TL ve 17 nolu dükkanın değerinin de 115.000 TL olarak tespitine kesin olarak karar verildiği anlaşılmaktadır. Kendisine kıymet takdiri tebliğ edilmeyen şikayetçilerin, satış ilanının tebliğinden itibaren yedi günlük sürede kıymet takdirine itiraz etmemeleri halinde, bu husus ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürülemez. Ancak, İİK'nun 127.maddesine göre taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Bu işlemin yapılmaması veya usulsüz yapılması başlı başına ihalenin feshi nedenidir.Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü, tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir. O halde hakim, her somut olayın özelliğini, cereyan şeklini, gerçekleşen maddi olguları en ufak ayrıntılarına kadar gözönünde bulundurup iddiayı tahkik etmelidir. Dairemizin süregelen yerleşmiş uygulaması, Hukuk Genel Kurulu'nun 7.4.1982 tarih ve 1377-337 sayılı kararında öngörülen yukarıdaki ilkeye uygun biçimde devam etmektedir. Somut olayda, kıymet takdirine ilişkin bilirkişi raporu borçlu şirkete tebliğ edilmemiş ise de, satış ilanı tebligatının Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine göre, 02.02.2011 tarihinde borçlu şirkete, aynı tarihte de borçlu şirket vekiline tebliğ olunduğu, tebligatın usule uygun olduğu, kıymet takdir raporuna ilişkin bir itirazın olmadığı görülmektedir. Kaldı ki, kıymet takdir raporuna diğer bir borçlu tarafından itiraz edilmiş ve bu konuda kesin bir karar da verilmiştir. O halde mahkemece, ihalenin feshi isteminin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.