MAHKEMESİ: Gerede İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 01/10/2012NUMARASI: 2012/60-2012/58Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takipte, borçlunun, yasaya uygun yapılmadığını belirterek ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin reddine ve şikayetçi borçlu aleyhine para cezasına hükmedildiği anlaşılmaktadır.İhale konusu taşınmazın üç katlı betonarme bina ve arsası vasfı ile tapu sicilinde kayıtlı olduğu, borçluya ait 8/16 hissesinin satışa çıkarıldığı halde, toplam üç katlı ve altı daireli binada borçluya ait olduğunun tespit edildiği belirtilen üç dairenin değeri belirlenerek kıymet takdiri raporunun düzenlendiği ve bu değer üzerinden taşınmazın satışa çıkarıldığı görülmektedir. Söz konusu taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulmaksızın borçluya ait dairelerin belirlenmesi ve mevcut dairelerin bağımsız olarak satışı mümkün değildir. Bilirkişilerce, arsa ve üzerindeki binanın tamamının değeri belirlendikten sonra icra müdürlüğünce borçlunun hissesine düşen miktar üzerinden taşınmazın ihaleye çıkarılması gerekir.7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11, Avukatlık Kanunu’nun 41 ve HMK.nun 73, 81, 82 ve 83. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. Somut olayda, borçlunun vekili vasıtasıyla kıymet takdiri raporuna itiraz ettiği, satış ilanının anılan vekil yerine borçlu asile tebliğe çıkarıldığı görülmektedir. Yukarıda belirtilen maddeler gereğince, satış ilanının vekile tebliğ gerekli olup, borçlu asile gönderilmesi usulsüzdür.O halde, mahkemece, yukarıda yazılı nedenlerle ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir.İİK.nun 134/2.maddesinde, ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde, icra mahkemesi, davacıyı, feshi istenilen ihale bedelinin %10'u oranında para cezasına mahkum eder, hükmü yer almaktadır. Somut olayda, şikayetçi tarafından açılan ihalenin feshi davası mahkemece reddedilmiş ve %10 para cezasına hükmedilmiş ise de, %10 para cezasının hazineye gelir kaydına karar verilmesi gerekirken, davacıdan alınarak davalıya verilmesine hükmedilmesiyasaya uygun bulunmadığı gibi HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da bozmayı gerektirmiştir.Ayrıca;7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/1. maddesine göre, tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Ancak, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin bilinen en son adresi kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı, 6099 Sayılı Yasanın 3. maddesi ile değişik aynı yasanın 10/2. maddesinde hükme bağlanmıştır.Yine Tebligat Kanunu'nun 35/1. maddesinde “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır" hükmü ile 6099 Sayılı Yasanın 9. maddesi ile değişik aynı yasanın 35/2. maddesinde “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır" hükmü yer almaktadır.Somut olayda, borçluya ödeme emrinin bizzat tebliğ edildiği adrese gönderilen satış ilanının yurt dışında çalıştığından bahisle bila tebliğ iade edilmesi üzerine aynı adreste Tebligat Kanununun 35/1-2.maddeleri gereğince tebliğ edildiği görülmektedir. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler doğrultusunda, adres kayıt sisteminde adresi bulunan kişilere Tebligat Kanunu'nun 35/2. maddesi uyarınca tebligat yapılması mümkün değildir. Bu durumda, mahkemece, borçlunun adres kayıt sisteminde mevcut adresinin bulunup bulunmadığının araştırılması, yapılacak araştırma sonucunda satış ilanı tebligatının usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığının tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken TK.nun 35.maddesine dayalı olarak yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun kabul edilerek istemin reddi doğru değildir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.