Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8698 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 24223 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Araban (İcra Hukuk) Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ: 08/04/2011NUMARASI: 2011/4-2011/3Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlunun şikayeti, haczedilen mahcuzların taşınmaz rehni kapsamında kaldığından, mütemmim cüz ve teferruat olması sebebiyle taşınmazdan ayrı haczedilemeyeceğine ve haczin kaldırılmasına ilişkindir. İİK.nun 18. maddesi gereği hakim, duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder ve duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır. Somut olayda hakim, dava konusu şikayet üzerine duruşma yapılmasına tensiben karar vermiş olmakla birlikte, itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ zarfı dosyada bulunmamaktadır. Ayrıca alacaklıya davetiyenin çıkarılmadığı, kalem mevzuatı gereği ara karar altına düşülen (1 yazı yazıldı) şerhinden de anlaşılmaktadır. Anılan bu eksiklik savunma hakkını kısıtlar nitelik taşıdığından doğru değildir. Diğer yandan MK'nun 684. maddesi hükmüne göre mütemmim cüz nite1iğindeki şeyler, bütünden ayrı haczedilemez. Kural olarak eklentinin taş??nmazdan ayrı olarak haczi mümkündür. Yani alacaklılar fabrika binasını satmadan binada bulunan eklenti niteliğindeki malları ayrı ayrı haczettirebilir ve sattırabilirler. Zira, eklentinin taşınmaz yok edilmeden, zarara uğratılmadan veya yapısı değiştirilmeden ondan ayrılması mümkündür. İrdelenmesi gereken bir başka husus da, gerçekte teferruat niteliği tespit edilen mahcuzların İİK'nun 83/c maddesi gereğince ipotek akit tablosunda yer alması halinde taşınmazdan ayrı hacizleri mümkün değildir. Birbaşka anlatımla bu maddenin uygulanabilmesi için mahcuzun ipotek akit tablosunda yazılı olması yetmez, MK.nun 686. maddesinde tarif edilen şekilde eklenti niteliğini taşıması zorunludur. Ayrıca ipotek akit tablosunda yazılı olmasa dahi, TMK'nun 862. maddesi uyarınca da ipotek, taşınmazı, bütünleyici parçaları ve eklentileri ile birlikte yükümlü kılacağı ve taşınmazın haczi onun bütünleyici parçalarını (TMK m. 684) ve eklentilerini de (TMK. m. 686) kapsayacağından bu madde uyarınca da bütünleyici parça ve eklentilerinin haczi mümkün değildir. Bu maddenin uygulanabilmesi için haczedilen malların yasa maddelerinde gösterildiği şekilde bütünleyici parça ve eklenti olduğunun belirlenmesi gerekir. Bu durumda mahkemece taraf teşkili sağlanıp, tarafların delilleri toplanarak ilgili tapu kaydı ve ipotek akit tablosu da gözetilerek şikayete konu mahcuzların gerçekte TMK.nun 684 ve 686. maddelerinde açıklandığı gibi, mütemmim cüz ve teferruat niteliğinde olup olmadıkları, gerektiğinde konusunda uzman bilirkişiden alınacak rapor ile belirlenmeli TMKnun 686/1 ve 862/1 maddeleri gereğince rehin kapsamında kaldıkları (İİK.nun 83/c koşullarında ipotek akit tablosunda yazılmasa dahi) takdirde haczedilemeyecekleri mütemmim cüz ve teferrnat niteliğinde bulunmayan mahcuzların ise haczedilebilecekleri düşünülerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı ??ekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.