Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8553 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 34220 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: Edirne İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 03/03/2011NUMARASI: 2010/514-2011/57DAVACI: ŞİKAYETÇİ : Tarım Ve Köy İşleri Bakanlığı Tarım ReformuYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 16.02.2012 tarih, 13696/3787 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimitarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı banka tarafından borçlular hakkında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte, alacaklının talebi ile takibe konu olan ve tapu kaydında 3083 Sayılı Yasanın 13. maddesi gereği "devir temlik ipotek edilemez, satış vaadine konu olamaz" şerhi bulunan taşınmazların bedellerinin 7 gün içinde ödenmesi Tarım ve Köy işleri Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü'nden istenmiş, şikayetçi Tarım Reformu Genel Müdürlüğü icra mahkemesinden taşınmaz bedellerinin icra dosyasına ödenmesine dair 15.12.2010 tarihli icra müdürlüğü kararının kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece "taşınmazlara alacaklı lehine ipotek tesis edildiği 26.04.2006 tarihinde 3083 Sayılı Yasanın 13. maddesi şerhinin bulunmadığı, aynı Kanun'un 13/4. maddesi gereği toplulaştırma projesi tamamlanana kadar ipoteğin paraya çevrilmesi gerektiğinde bedelin ilgili kuruluş tarafından alacaklıya ödenerek arazinin mülkiyetinin hazineye geçirilmesi gerektiği" gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. 3083 Sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu'nun 13/1 maddesine göre; "Uygulama alanlarında Bakanlar Kurulu kararının Resmi Gazetede yayımı tarihinden itibaren, kamulaştırma, toplulaştırma, arazi değiştirilmesi ve dağıtım işlemlerinin tamamlanması veya tapuya tescil sonuçlandırılıncaya kadar, gerçek kişilerle özel hukuk tüzel kişilerine ait arazinin mülkiyet ve zilyetliği devir ve temlik edilemez. Bu araziler ipotek edilemez ve satış vaadine konu olamaz. Ancak bu kısıtlama süresi beş yılı aşamaz. Sulama şebekesi tamamlanıp sulamaya geçinceye kadar da aynı işlemler yapılmaz. Bu kısıtlamada ise süre beş yılı aşamaz. Ancak sulama alanlarında toplulaştırma çalışmaları kısıtlama süresi içerisinde sonuçlandırılamadığı takdirde, Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün teklifi ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığının onayı ile toplulaştırma çalışmalarının sonuçlandırılması amacıyla kısıtlama süresi en fazla beş yıla kadar daha uzatılabilir." Aynı kanunun 13/2 maddesinde ise; "Bu kısıtlama süresi içerisinde ipoteğin paraya çevrilmesi gerektiğinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte düzenlenecek kıymet takdir raporu uygulayıcı kuruluşa tebliğ edilir. Uygulayıcı kuruluşun bu rapora itiraz ve dava hakkı vardır. Kesinleşen kıymet takdir raporuna göre tespit edilmiş bedel, bu Kanun hükümlerine göre uygulayıcı kuruluş tarafindan uygun görülmesi halinde ipoteğin parayaçevrilmesi yoluyla takip dosyasına ödenerek arazinin Hazine mülkiyetine geçirilmesi sağlanır. Ancak uygulayıcı kuruluş tarafindan ihtiyaç duyulmaması halinde, arazinin satışına izin verilebilir. Buna ilişkin esaslar yönetmelikle düzenlenir" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda takibe konu taşınmazlar üzerine 12.07.2006 tarihinde 3083 Sayılı Yasa'nın 13. maddesi uyarınca şerh konulduğu, 5 yıllık kısıtlama süresinin 12.07.2011 tarihinde sona erdiği, taşınmazlar üzerine alacaklı lehine konulan ipoteklerin tesis tarihlerinin ise 26.04.2006 olduğu anlaşılmaktadır. 3083 Sayılı Yasa'nın 13/4. maddesi hükmü gereği; kısıtlama süresi içerisinde ipoteğin paraya çevrilmesi gerektiğinde, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte uygulayıcı kuruluş tarafından uygun görülmesi halinde taşınmaz bedelleri, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip dosyasına ödenerek arazinin Hazine mülkiyetine geçirilmesi sağlanacağından, icra müdürlüğünce şikayetçi kuruma taşınmaz bedellerinin 7 gün içerisinde icra dosyasına ödenmesi için muhtıra gönderilmesi doğru değildir. Bu durumda mahkemece şikayetin kabulü yerine reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup Dairemizce mahkeme kararının bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla şikayetçinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Şikayetçinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 16.02.2012 tarih, 2011/13696 E., 2012/3787 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, Edirne İcra Hukuk Mahkemesi'nin 03.03.2011 tarih ve 2010/514 E, 2011/57 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.438. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 11.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.