Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8386 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 27726 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Kartal 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 18/05/2010NUMARASI: 2009/706-2010/589Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :1-Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; TTK.nun 690.maddesinin göndermesiyle bonolarda da uygulanması gereken aynı kanunun 626. ve 642/2.maddeleri gereğince keşideci protesto edilmediği takdirde hamil, kabul eden kimse (keşideci) hariç olmak üzere cirantalara karşı müracaat hakkını kaybeder. TTK’nun 626/3.maddesine göre de muayyen bir günde ödenecek bonoların ödeme gününü takip eden iki işgünü içinde ödememe protestosunun çekilmesi şarttır. İİK.nun 170/a-2.maddesi gereğince ise icra mahkemesince alacaklının kambiyo hukuku mucibinde takip hakkının bulunup bulunmadığı re’sen araştırılmak zorundadır. Somut olayda muteriz borçlu .... Medikal Ürün. İç ve Dış Tic. A.Ş. takip dayanağı bonolarda lehtar-ciranta olup, adı geçen hakkında takip yapılabilmesi için keşideciye ödememe protestosu keşide edilmesi zorunludur. Takip talepnamesine protesto belgesi eklenmediği gibi mahkemece bu yönde araştırma da yapılmamı??tır. Yukarıda açıklandığı üzere keşideciye ödememe protestosunun çekilmesi sınırlı sürede olacağından, keşideci hakkında takip yapılması bu koşulun yerine getirildiği sonucunu doğurmaz. O halde mahkemece duruşma açılarak öncelikle keşidecinin protesto edilip edilmediği araştırılmalı ve hamilin ciranta yönünden takip hakkı bulunup bulunmadığı yukarıdaki kurallara göre belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, keşideci hakkında da takip yapıldığından, ayrıca senedin protesto edilmesine gerek olmadığı, takibin yapılmış olmasının keşidecinin protesto edildiği anlamına geldiği, bu nedenle senetler protesto edilmeden cirantaya müracaat edilebileceği gerekçesiyle bu yöndeki isteminin reddi isabetsizdir.2-Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, takibe konu 30.10.2008 vadeli 18.000,00 TL bedelli bonoyu imzalayan H..... M.....’in 10.000,00 TL’ye kadar şirketi borçlandırmaya yetkisi olduğundan bahisle anılan senet yönünden takibin iptaline karar verildiği görülmüştür. TTK’nun 317.maddesine göre anonim şirketin yönetim kurulu tarafından temsil ve idare edileceği hüküm altına alınmıştır. TTK’nun 321/1.maddesine göre de, temsile yetkili olanların şirketin amacına uygun olarak her türlü işleri ve hukuki muameleleri şirket adına yapabilecekleri hüküm altına alınmış, 2.fıkrasında ise, temsil yetkisinin sınırlanmasının hüsnüniyet sahibi üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmeyeceği hususu düzenlenmiştir..Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 18.08.2005 tarihinde yayınlanan nüshasında, borçlu şirketin yönetim kurulunun her konuda temsil ve ilzama yetkili olduğu kararlaştırılmıştır. Ancak 16.08.2005 tarihli imza sirkülerinde ise yönetim kurulu üyesi H.. M...’in 10.000,00 TL kadar atacağı münferit imzasıyla harice karşı her konuda sınırsız bir şekilde temsil ve ilzama yetkili olarak seçildiğinin kararlaştırıldığı belirlenmiştir. Senedi imzalayan şirket yönetim kurulu üyesinin yetkisinin miktar yönünden sınırlanmasının tescil ve ilan edilmiş olması da sınırlamanın iyi niyetli üçüncü kişiler yönünden geçersizliğine engel değildir. Bu yöndeki temsil sınırlaması bir iç mesele olup ticaret sicilinde yayımlansa bile miktarla ilgili sınırlama olmakla iyi niyetli üçüncü kişileri bağlamayacağından mahkemece anılan senet yönünden de istemin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü doğru değildir.SONUÇ: Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkemenin kararının yukarıdaki (1).maddede yazılı nedenlerle borçlu yararına, (2).maddede yazılı nedenlerle alacaklı yararına İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 03.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.