Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8348 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 23740 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: İzmir 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 26/05/2011NUMARASI: 2009/1537-2011/436Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İİK'nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı, adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise, satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. Somut olayda mahkemece, mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen 25.11.2010 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın mesken olduğu, bulunduğu yerin orta gelir gurubuna dahil kimselerin oturduğu bir muhit olduğu 3 oda, 1 salondan ibaret yaklaşık 100 m² olduğu, dava tarihindeki değerinin 90.000,00 TL olduğu, borçlunun haline münasip bir meskeni daha mütevazi bir semtte 70.000,00 TL'ye alabileceği bildirilmiştir. Ancak mahkemece taşınmazla ilgili kıymet taktirine itiraz davası açılması üzerine yapılan bilirkişi incelemesi ile taşınmazın değerinin 75.000 TL edeceği kabul edilmiştir. Buna göre taşınmazın değeri yönünden her iki rapor arasında çelişki oluştuğu görülmüş olup, öncelikle mahkemece çelişkinin giderilmesi yönünden yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde kıymet takdirine itiraz üzerine belirlenen değer esas alınarak hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, hükme esas alınan kıymet taktirine itiraz davası ile taşınmazın değeri 75.000 TL, borçlunun haline uygun evi alabileceği miktar ise 70.000,00 TL olarak belirlendiğine göre, mahkemece mahcuzun satılarak borçlunun haline münasip evi alması için gerekli olan 70.000,00 TL'nin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile haczin kaldırılması yönünde hüküm tesisi doğru değildir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.