Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 824 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 13751 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Zonguldak İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 23/03/2011NUMARASI: 2010/324-2011/218Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı vekili; borçlu Ahmet Altuntaş hakkında Zonguldak 3. İcra Müdürlüğü'nün 2002/2022 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, takibin kesinleştiğini, borçlunun çalışmakta olduğu ye, Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğünün 2002/4594 talimat sayılı dosyası üzerinden yazılan müzekkere ile borçlu şirket çalışanı ın maaşının 1/4'ünün haczinin istendiğini, ancak şirket yetkililerince borçlunun maaşına haciz konulmadığını ve kesinti işleminin yapılmadığını, yapılan araştırma sonrası borçlunun şirkette çalıştığının belirlendiğini, bu itibarla şirket çalışanlarının gerçeğe aykırı beyanda bulunduklarını belirterek borçlu 10/03/2003 tarihinde 21.757,50 TL olarak hesaplanan borcun tamamının faizleri ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemenin 14/04/2009 tarih ve 2004/88 E, 2009/230 K. sayılı davanın 12.168 TL üzerinden kabulü ile asıl alacağın 06.09.2000 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine dair verilen kararının taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 2010/5092-6145 sayılı ve 16/03/2010 tarihli ilamı ile; "...Alacaklının 31/12/2002 tarihinde 3. kişi şirkete 21.757,50 TL için borçlunun şirketten aldığı maaşından kesilmek üzere haciz uygulanmasına ilişkin müzekkere 14/01/2003 tarihinde şirkete tebliğ olunmuştur.... 14/01/2003 tarihli haciz müzekkeresinin tebliğ tarihi anlaşmazlıkta esas alınarak sonuca gidilmesi gerekir. Öte yandan mahkemece yapılması gereken iş; gerektiğinde bilirkişi mütalaasına başvurulmak suretiyle, borçlunun muhatap şirkette çalıştığı süre ile sınırlı olmak üzere 21.757,50 TL nin işten ayrılma tarihine kadar sorumlu olunacak miktar tespit edilerek İİK'nun 356. madde hükmüne göre karar vermek gerekirken henüz hiçbir kesinti yapılmadığı da nazara alındığında yazılı gerekçe ile sonuca gidilmesi doğru değildir ..." gerekçesiyle alacaklı yararına bozularak yerel mahkemeye gönderilmesi sonucu, mahkemece bozmaya uyularak yeniden hüküm tesis edilmiştir.Dairemizin bu bozma ilamına uyulması sonucunda alacaklı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bozma sonrası alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak toplam 6.841 TL asıl alacağın 3.879TL. işlemiş faizi ve 05.01.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine ilişkin karar, bozma öncesi verilen ilk karara göre alacaklının aleyhine ve dolayısıyla yukarıda belirtilen ilkeye aykırı olup, mahkemece, alacaklı lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek hüküm kurulması gerekirken bu kuralın gözardı edilmesi bozmagerektirmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.