Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 823 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 23674 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: Nazilli İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 24/05/2012NUMARASI: 2012/138-2012/178Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu tarafından, icra mahkemesine süresinde yapılan başvuruda, kendisine yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesinin ve hacizlerin kaldırılmasının talep edildiği anlaşılmaktadır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun gerçek kişilere iş yerinde tebliğe ilişkin 17. maddesinde, “Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.” hükmü yer almaktadır.Somut olayda borçlu ....... adına ödeme emri tebligatının iş yeri adresine çıkartıldığı ve “aynı konut altında sürekli birlikte çalıştığını ve kabul edeceğini beyan eden tebellüğe ehil sekreter ....... imzasına” tebliğ edildiği görülmüştür. Tebliğ işlemi bu hali ile Tebligat Kanunun 17. maddesine göre yapılmış olup, tebliğ anında muhatabın orada bulunmadığı tespit edilmeden doğrudan çalışana yapılmış olduğundan, anılan madde hükmüne aykırı olmakla, usulsüzdür.Öte yandan 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 39 maddesinde, “Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz” düzenlemesi mevcuttur. Şikayetçi ...... adına çıkarılan ödeme emri tebliğinin takip borçluları arasında yer alan Özel ............Ltd. Şti adresinde borçlu şirkete çıkartılan ödeme emri tebliğini de alan şirket çalışanı imzasına tebliğ edildiği, adı geçen şirketin ise takipte asıl borçlu olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, borçluya yapılan tebliğ işlemi hasma tebliğ yasağı kapsamında 7201 sayılı Tebligat Kanununun 39.maddesi hükmüne de aykırı ve usulsüzdür. Borçlu tarafından temyiz dilekçesi ekinde sunulan 24.09.2008 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi eklerinden de borçlunun, tebligat yapılan şirketteki tüm hisselerini ....... isimli kişiye devrettiği, böylece şirketteki ortaklıktan ayrılmış olduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki takibe konu olan ve takip talebine ekli bulunan 27.04.2006 tarihli kira sözleşmesinde sadece kiralanan taşınmazın adresi yer almakta olup, borçlu .......'ın ayrıca bir adresi yer almamaktadır.O halde, mahkemece, duruşma açılarak, yukarıda açıklanan usul ve esaslar dikkate alınmak suretiyle, borçlunun şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi ve borçlu aleyhine yapılan hacizlerin kaldırılması gerekirken yazılı gerekçe ve eksik incelemeye dayalı şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.