Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8193 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 26697 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : İzmir 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 31/05/2010NUMARASI : 2010/424-2010/502Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Kira alacağına ilişkin olarak yapılan haciz ve tahliye istemli takipte, takip borçlusu B... A.. vekili icra mahkemesine başvurusunda; müvekkili aleyhine İzmir 10.İcra Müdürlüğü’nün 2008/5959 sayılı dosyası ile takip yapıldığını, takibe karşı yaptıkları itiraz üzerine takibin durduğunu, ancak alacaklı tarafın İzmir 4.İcra Mahkemesi’nde açtığı itirazın kaldırılması davası sonunda 2009/167-379 sayılı karar ile itirazın kaldırılmasına karar verildiğini, bunun üzerine kendileri tarafından İzmir 11.Sulh Hukuk Mahkemesi’nde menfi tespit davası açıldığını, yargılama sonunda mahkemenin 2009/479-1236 sayılı kararı ile anılan takiple ilgili olarak 5.416,67 TL asıl alacak yönünden borçlu olmadıklarının tespitine karar verildiğini beyan etmiş; mevcut menfi tespit kararı nedeniyle icra takibine 1.083,23 TL asıl alacak üzerinden devam edilmesi gerekirken, 6.500 TL asıl alacak üzerinden fer’ileri de hesaplanmak suretiyle, müvekkilinin maaşı üzerine haciz konulması için alacaklı vekilince yapılan başvurunun icra müdürlüğünce kabul edildiğini ve çalıştığı kuruma haciz yazısının gönderildiğini belirterek haczin kaldırılmasını talep etmiştir.Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; “İzmir 11.Sulh Hukuk Mahkemesi kararının dosya içerisine konmadığı anlaşılmış olup, İzmir 4.İcra Mahkemesi’nin itirazın kaldırılmasına ilişkin kararına istinaden takibin devam ettiği, menfi tespit davası ile kesinleşen alacak miktarı üzerinden maaş haczi konulması gerektiği” gerekçesiyle takibin 1.083,23 TL dışında kalan kısmının iptaline, davacının maaşı üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.Alacaklı vekilinin temyiz dilekçesine eklediği Yargıtay 3.Hukuk Dairesi bozma ilamına göre, bahsi geçen menfi tespit kararının bozulduğu anlaşılmakla bu aşamada takibe esas alınması olanaklı değildir. Bu nedenle mahkemece şikayetin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 03.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.