Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 813 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 13730 - Esas Yıl 2011
MAHKEMESİ: Denizli 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 05/04/2011NUMARASI: 2010/688-2011/264Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından, borçlu hakkında Denizli 1.Aile Mahkemesi'nin 12.05.2008 tarihli boşanma ilamı ile hükmedilen nafaka alacağından dolayı ilamlı takibe başlandığı, borçlu tarafından borca ve fer'ilerine itiraz edildiği görülmektedir. Dosyada bulunan banka kayıtlarının ve sair belgelerin incelenmesinde; alacaklı hesabına her ay düzenli olarak ödemede bulunulmadığı görülmektedir. Dairemizin önceki uygulamalarında, sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu aranırken, içtihat değişikliğine gidilerek, ödemelerin belirli kıstaslar dahilinde yapılması halinde, nafaka borcundan mahsubu gerekeceği ilkesi benimsenmeye başlanmıştır. Buna göre yapılan ödemelerde hükmolunan aylık nafaka miktarı ve bu miktarın katları şeklinde ödemeler görünüyor ise, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi bu ödemelerin de nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceğinin kabulü gerekir. Zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır. Aksi halin kabulü, aşırı şekilcilik olup, hak zayiine ve mükerrer ödemelere neden olacağından kabulü mümkün değildir. Bu açıklamaların ışığında somut olaya bakıldığında, ödemelerin tamamının belirtilen kıstaslara uygun düşmediği görülmekle, mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde yapılan ödemelerin mahsubu ile yetinilmesi, nafaka borcu için ödendiği açıklamasını içermeyen, aylık nafaka miktarı ve bu miktarın katları şeklinde de olmayan, boşandığı eşinin hastane masrafı, ev kirası gibi takibin kesinleşmesinden önceki dönemde yapılan ödemelerin ahlaki ödeme olarak kabulü ile nafaka borcundan mahsup edilmemesi gerekirken, istemin tümden kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.