Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8127 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 26432 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Küçükçekmece 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 15/09/2009NUMARASI: 2009/180-2009/903Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı vekili tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlanması üzerine, borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurarak, imzaya ve borca itiraz ettiği anlaşılmaktadır.Olaya uygulanması gerekli HUMK'nun 309/4. maddesinde, imza incelemesinin bilirkişi tarafından yapılmasına karar verilmesi halinde, borçlunun uygulamaya elverişli imzasının bulunamadığı hallerde, adı geçene hakim huzurunda yazı yazdırılacağı ve imza attırılacağı ifade edildikten sonra, inkar edene yazdırılacak ibarelerin bilirkişi tarafından hazırlanacağı hüküm altına alınmıştır. (Prof.Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri 2. cilt sf: 2092)Somut olayda mahkemece, borçlu vekiline, 16/06/2009 tarihli celsede, 150,00 TL adli tıp ücretini yatırması için kesin süre verildiği ve kesin süreye riayet edilmediği nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, senet elinde olup, takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir. (HGK'nun 26/04/2006 tarih ve 2006/12-259 Esas, 2006/231 sayılı kararı) Bu nedenle yukarıda açıklanan şekilde borçluya kesin süre verilmek suretiyle sonuca gidilemez.O halde mahkemece, borçlunun imzaya itirazı yöntemince incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile itirazının reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06/04/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.