Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8096 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 26476 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Muratlı İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 05/02/2009NUMARASI: 2008/29-2009/5Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı vekili tarafından 03.09.2008 tarihli takip talebi ile çeklere dayalı olarak, borçlu ...........AŞ. hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı ve adı geçen borçluya örnek 10 nolu ödeme emri tebliğ edildiği ve takibin itiraz edilmeyerek kesinleştiği görülmüştür. Alacaklı vekilinin daha sonra 12.11.2008 tarihinde icra müdürlüğüne başvurarak, takip borçlusu şirketin temsilinin çift imza ile olup, bir kısım çeklerin ise B.C.'in tek imzası ile keşide edilmesi nedeniyle, şirketin sorumlu olmayıp, şahsen sorumlu olması nedeniyle bu çekler yönünden adı geçene ödeme emri tebliğinin talep edilmesi üzerine, icra müdürlüğünce düzenlenen 12.11.2008 tarihli örnek 10 numaralı ödeme emrinin müşteki B. C.. 26.11.2008 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.TTK. nun 322. maddesi gereğince şirket kaşesi ile birlikte atılan imzanın şirketi sorumlu kılabilmesi için imzanın şirketi borç altına sokmaya yetkili kişiler tarafından atılması zorunludur. Ayrıca, TTK. nun 730/3. maddesi gereğince çekler hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 590. maddesi gereğince “temsile selahiyetli olmadığı halde” temsilci sıfatı ile imza eden kişinin çekten dolayı şahsen sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle, alacaklı, keşideci şirketi tek başına temsile yetkisi bulunmayan B. C.'in tek imzası ile keşide ettiği çekler nedeniyle adı geçen hakkında takip yapabilir. Ancak bunun için alacaklı tarafından, yetkisiz temsilci hakkında usulüne uygun takip talebi düzenlenip, harç yatırılarak takip başlatılması zorunludur. Somut olayda 03.09.2008 tarihli takip talebinde B. C.borçlu olarak gösterilmediğinden, hakkında usulüne uygun takip talebi bulunmayan adı geçene daha sonra tebliğ edilen ödeme emri yok hükmünde olup, her hangibir sonuç doğurmaz. O halde, mahkemece şikayetin kabulü ile müşteki B. C.'e tebliğ edilen 12.11.2008 tarihli ödeme emrinin iptali yerine, istemin reddi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.