Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7972 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 5800 - Esas Yıl 2007





Mahalli mahkemesinden verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı vekili tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak icra takibine geçilmiş ve örnek 10 numaralı ödeme emri 22.12.2006 tarihinde borçluya tebliğ edilmiştir. Borçlu. vekili ise, İİK'nın 168/5. maddesinde öngörülen yasal 5 günlük süreden sonra 28.12.2006 tarihinde İcra Mahkemesine yaptığı başvuruda, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek İcra Dairesinin yetkisine ve borca itirazlarını bildirdiği görülmüştür.İİK'nın 168/5. maddesi gereğince borçlunun, borçlu olmadığı veya borcun itfa edildiği veya mehil verildiği veya alacağın zamanaşımına uğradığına veya yetkiye ilişkin itirazlarını beş gün içinde İcra Mahkemesine bildirmesi zorunludur.O halde, mahkemece öncelikle, borçlu vekilinin ödeme emri tebliğ işlemine yönelik şikayetinin incelenerek, başvurunun süresinde olup olmadığı belirlendikten sonra oluşacak sonucuna göre itirazlarının esasının incelenmesi gerekirken, bu konuda bir karar verilmeden ve itirazın sürede olup olmadığı belirlenmeden, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.Kabule göre de; icra takibi Afşin Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.12.2006 tarih ve 2006/81 D. İş-53 D. İş sayılı ihtiyati haciz kararı ile başlatılmıştır. İİK'nın 50. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken HUMK'nın 12. maddesi gereğince ihtiyati haciz kararından sonra bu kararın dayanağı olan alacak davası haciz kararını veren mahkemede de açılabilir. Anılan hüküm İcra Dairelerinin yetkisini belirlemede de geçerlidir. İhtiyati haciz kararının itiraz üzerine kaldırıldığı da iddia edilmediğine göre, takibin yetkili Afşin İcra Dairesinde başlatılmasında hukuka aykırılık yoktur.Öte yandan, icra takibinin dayanağı' olan senette taraflarca Afşin mahkemelerinin yetkili kılındığı görülmektedir. İİK'nın 50. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken HUMK'nın 22. maddesi gereğince, kamu düzeni ile ilgili bulunmayan hallerde taraflar, yetkili mahkemeyi (İcra Dairesini) sözleşmeyle belirleyebilirler.Somut olayda, alacaklı da bonoda özel yetkili yer olarak gösterilen Afşin İcra Dairesinde takibi başlatmıştır. Genel yetkili yerde takip hakkı olan alacaklının tercihini yukarıdaki şekilde kullanmasında yasaya uymayan bir durum söz konusu değildir. Bu nedenle, mahkemece borçlunun yetki itirazının reddi yerine kabulü ile İcra Mahkemesince borçlunun İcra Dairesinin yetkisine yönelik itirazın kabulü halinde, mahkemece İcra Dairesinin yetkisizliğine, icra dosyasının talep halinde yetkili olduğuna hükmedilen İcra Dairesine gönderilmesi ile yetinilmesi gerekirken, mahkemenin yetkisizliğine ve dosyanın Kahramanmaraş İcra Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi doğru değildir.Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.