MAHKEMESİ: İzmir 7. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 11/10/2012NUMARASI: 2012/313-2012/699Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından, çeklere dayalı olarak borçlu A....E.... hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine adı geçen borçlunun, İİK'nun 168/5. maddesinde öngörülen yasal sürede icra mahkemesine başvurarak, çekleri şirketi temsilen imzaladığını, şahsen borçlu olmayıp şirketin borçlu olduğunu ileri sürdüğü, bu hali ile başvurunun İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğu görülmektedir.TTK'nun 692/6. maddesi gereğince takip konusu belgelerin çek vasfını taşıması için "... keşidecinin imzasını" ihtiva etmeleri zorunludur. Anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan söz edilmiş, birden fazla imzanın bulunması koşul olarak kabul edilmemiştir. TTK'nun 730. maddesi göndermesi ile çekler hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 589. maddesi uyarınca, şirketin münferit temsilcisinin şirket kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu imzanın kendisini sorumluluktan kurtaracağı düşünülemez.Yine TTK'nun 730. maddesi yollaması ile çekler hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 613.ve 614/1. maddeleri uyarınca, keşideci şirket kaşesi üzerindeki imza dışında çekin ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılır. Aval için sadece imza yeterli olup, ayrıca ad ve soyadın yazılması gerekmez. Aval veren kimse kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi sorumlu olur. Somut olayda takip dayanağı çeklerin üzerinde ikişer adet imza mevcut olup, borçlu A... E...'in, imzalarına bir itirazı bulunmamaktadır. Dosya içinde bulunan İzmir ...... Noterliği'nin 02.11.2011 tarihli imza sirkülerine göre, borçlu A...E....'in keşideci şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğu görülmüştür. Takip dayanağı çeklerden 31.01.2012 ve 29.02.2012 keşide tarihli olanlarda şirket adına vekil K.... K.... tarafından imza atıldığı, ayrıca kaşe dışında muteriz borçlunun imzasının bulunduğu, diğer çekte ise hem şirket adı altına hem de açığa muteriz borçlu tarafından imza atıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda açığa atılan imzaların aval olarak kabulü gerektiğinden adı geçen borçlu takibe konu çeklerden dolayı şahsen sorumludur.O halde mahkemece borçlu A...E.....in de borca itirazının reddi gerekirken kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.