Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7952 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 26819 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : Elazığ 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 29/09/2009NUMARASI : 2009/232-2009/427Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu, icra mahkemesine başvurarak, yurtdışında iken Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, tebliğ tarihinin 29.6.2009 tarihi olarak düzeltilmesini, senetteki imzanın da kendisine ait olmadığını belirterek icra müdürlüğü işleminin iptalini istemiş, mahkemece tebligatın usulsüz olduğu gerekçesiyle tebliğ tarihinin 29.6.2009 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21 maddesine göre; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”Ekli icra dosyasındaki tebliğ zarfı incelendiğinde, komşu G. H.’nun beyanına göre, borçlu geçici olarak işe gittiğinden Tebligat Kanunu 21. maddesine göre tebliğ evrakı muhtara bırakılarak komşuya haber verildiği ve haber kağıdının kapıya yapıştırıldığı ayrıntılı ve okunaklı şekilde belirtilmiş olup, bu haliyle yapılan tebliğ işleminde, Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine aykırı bir yön bulunmamaktadır.Borçlu itirazında, tebliğ tarihinde yurtdışında bulunduğunu belirtmiş ise de bunu kanıtlayan herhangi bir delil sunmamıştır. Mahkeme kabul gerekçesinde, borçlunun işe gittiğini beyan edenin açık kimliğinin saptanmadığını belirtmiş ise de, Tebligat Kanununda bilgi alınan ve haber bırakılan komşunun ad ve soyadı dışında ayrıntılı kimlik bilgilerinin de bulunması gerektiğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle borçlunun usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin reddi yerine yazılı olduğu üzere kabulüne karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 05/04/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.