MAHKEMESİ: İstanbul 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 08/09/2011NUMARASI: 2011/345-2011/1002Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonra, İİK'nun 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince zamanaşımının gerçekleştiğinden bahisle icranın geri bırakılmasını istemektedir.TTK’nun 662.maddesinde zamanaşımını kesen sebepler, dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. Ticari işlemlerin itimat, itibar ve sürat gibi özellikleri nedeniyle Türk Ticaret Kanunu’nda daha kısa süreli zamanaşımı süreleri belirlenmiş olup, Borçlar Kanunu’ndaki zamanaşımı süreleri burada uygulanmaz.Anılan maddede dava açılması ile kastedilen, kambiyo senetleri hukukuna ilişkin bir talep dolayısıyla yetkili mahkeme nezdinde, usulüne uygun bir davanın açılmış bulunmasıdır. Örneğin senet borçlusunun açtığı senet iptal davası zamanaşımını kesmez (TTK.669 vd.md.). Keza ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir, önceki davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması vs. davaları da zamanaşımını kesici nitelikte değildir. Zira açılmış bulunan davanın, HUMK’nun 237.maddesindeki kesin hükme konu teşkil edecek biçimde nizalı kazaya konu edilmesi gerekir (12.HD.07/04/1983-1439 K.-2701 E.).Kanundaki dava tabirinden maksat sadece eda davalarıdır. Bu bağlamda yukarıda belirtilen nitelikte olmayan davalar ve takip işlemleri zamanaşımını kesmemektedir. (İstihkak, izale-i şuyu, kıymet takdirine itiraz, senet iptali, tasarrufun iptali vb. nitelikte davalar).Takip dosyasında, alacaklının cebri icrayı kesintisiz sürdürme iradesini göstererek, borçlunun haczi kabil hiçbir malın bulunmadığının tespiti gerekir. Bu halin kesin aciz vesikası ile belirlenmesi halinde, borçluya karşı aciz vesikasının düzenlenmesinden itibaren 20 yıl geçmesiyle borç zamanaşımına uğrar (17.07.2003 tarih ve 4949 Sayılı Yasa ile değişik İİK’nun 143.maddesinin altıncı fıkrası).Somut olayda takip dayanağı belgeler, TTK.nun 692.madde koşullarına göre düzenlenmiş çek vasfında olup, aynı kanunun 726.maddesi uyarınca hamilin, cirantalarla keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat hakları ibraz müddetinin bitiminden itibaren 6 ay geçmekle müruruzamana uğrar. İcra dosyasında 25.08.2010 tarihinden dava tarihi 15.03.2011 tarihine kadar zamanaşımını kesen başka bir işlem yapılmadığı görülmektedir.Öte yandan dosyaya konulan ve Kocaeli 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'ne 02.06.2010 tarihinde açılan 2010/914 Esas sayılı izaleyi şuyu davası yukarıda belirtildiği üzere zamanaşımını kesen davalardan değildir. Açıklanan bu şekli ile işbu davanın, alacaklının cebri icrayı sürdürme iradesini kısıtladığından sözetmek mümkün değildir. Diğer bir deyişle davada belirtilen konu dışında alacaklı, icra takibine devam edebilir. Bu bağlamda takip dosyasının incelenmesinde, alacaklının yukarıda belirtilen tarihler arasında icra takibini sürdürme iradesini gösteren bir takip işlemine rastlanılmadığından TTK'nun 726/1. maddesinde yazılı zamanaşımı süresi dolmuştur.O halde mahkemece zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken istemin reddi yönünde yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.