Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7903 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 23526 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Ankara 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 28/07/2009NUMARASI: 2009/526-2009/800Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :2499 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 46/2. maddesi uyarınca; "Yetkileri sürekli olarak kaldırılan sermaye piyasası kurumlarının malvarlıkları, yetkinin kaldırılmasına ilişkin kurul kararının alındığı tarihten itibaren tedrici tasfiye işlemlerinin tamamlandığı ilan edilinceye; tedrici tasfiyeyi takiben veya doğrudan iflas talebinde bulunulması halinde, iflas talebinin mahkemece esastan karara bağlanmasına kadar, tedrici tasfiye çerçevesinde Yatırımcıları Koruma Fonu ve Kurul tarafından yapılacak işlemler hariç, üçüncü kişilere devredilemez, rehnedilemez, teminat gösterilemez, haczedilemez, başlamış tüm icra takipleri de kendiliğinden durur." Aynı Yasanın 46/b maddesinin 1. fıkrasına göre, yetkileri kaldırılan aracı kurumların tedrici tasfiyelerine kurulca karar verilebilir. Bu kurumların tasfiye işlemleri Yatırımcıları Koruma Fonu tarafından yürütülür. 2. fıkrası uyarınca, tedrici tasfiye karar ve işlemlerinde TTK, İcra İflas Kanunu ve diğer mevzuatın tasfiye ile ilgili hükümleri uygulanmaz. Anılan maddenin 5. fıkrasında ise; "Hakkında tedrici tasfiye kararı verilen aracı kurumun ödemeleri durur ve tüm mal varlığı üzerinde, bu karar tarihi itibariyle sadece fon tarafından tasarruf edilebilir. Fon, aracı kurumun aktif ve pasifini tespit eder. Aracı kurumun, tasfiye kapsamında yer alan yükümlülüklerinden, nakit borçlar, tedrici tasfiye kararının verildiği tarihteki ana para ve işlemiş faizleri toplamı üzerinden; sermaye piyasası aracı teslim borçları ise, aynen teslimin yapılamayacağı hallerde, varsa teslimde temerrüde düşülen tarihteki, aksi halde tedrici tasfiye kararının verildiği gündeki piyasa değeri itibariyle bulunacak nakit değerleri üzerinden hesaplanır. Aracı kurumun tedrici tasfiye kararının verilmesinden sonra vadesi gelen sözleşmelerinden doğan hak ve borçları da, vadeleri itibariyle belirlenir. Aracı kurumun, vadeli borçlarına vadeden, diğer borçlarına ise tedrici tasfiye tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 2. maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen oranda kanuni temerrüt faizi yürütülür. Mevzuat uyarınca aracı kurum tarafından verilmiş teminatlar da, aktifin hesabında dikkate alınır." düzenlemesi yer almaktadır. Sermaye Piyasası Kanunu'nun bu hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, hakkında bu kanun uyarınca tedrici tasfiye kararı verilen aracı kurumlar hakkında, Sermaye Piyasası Kurulu kararının alındığı tarihten itibaren tedrici tasfiye işlemlerinin tamamlandığı ilan edilinceye; tedrici tasfiyeyi takiben veya doğrudan iflas talebinde bulunulması halinde, iflas talebinin mahkemece esastan karara bağlanmasına kadar herhangi bir icra takibi yapılamayacağının, daha önce yapılmış icra takiplerinin de duracağının kabulü gerekir.Somut olayda alacaklı Denizbak A.Ş. tarafından, borçlu Merkez Menkul Değerler A.Ş. Hakkında 24/04/2009 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibine başlandığı, aynı borçlu hakkında ise Sermaye Piyasası Kurulu tarafından 06/04/2009 tarihinde faaliyetlerinin sürekli olarak durdurularak sahip olduğu yetki belgelerinin iptal edilmesine ve Sermaye Piyasası Kanunu'nun 46/b maddesi uyarınca tedrici tasfiyesine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, icra takibi, Sermaye Piyasası Kurulu'nun anılan kararından sonra başlatılmış olup, mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 01/04/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.