Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7851 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 32602 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: İstanbul 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 03/07/2012NUMARASI: 2011/192-2012/964Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı vekili tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekilinin İİK.nun 168/4.maddesinde öngörülen yasal 5 günlük sürede icra mahkemesine başvurarak imzaya itiraz ettiği görülmektedir.Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda, adli tıp ve belge inceleme uzmanınca düzenlenen 07.05.2012 tarihli bilirkişi raporunda, inceleme konusu çekteki A..... G....'ye atfen atılmış keşideci imzasının, A....G.....in eli ürünü olduğunun kabulü gerektiği rapor edilmiş, rapora itiraz üzerine alınan adli tıp ve belge inceleme uzmanı ve grafolojik ve sahtecilik uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetince düzenlenen 26.06.2012 tarihli bilirkişi raporunda, inceleme konusu çekte A..... G..... adına atılı bulunan keşideci imzası ve keşide tarihi bölümünde yapılan değişikliği onaylar mahiyette atılı görünen imza ile A...... G.....nin mevcut mukayese imzaları arasında aynı elin ürünü olduklarını gösterir nitelikte uygunluk ve benzerlikler bulunmadığı rapor edilmiştir. Mahkemece 26.06.2012 tarihli rapora itibar edilerek davacının imza itirazının kabulüne, takibin davacı yönünden durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.Bu durumda borçlu imzası yönünden raporlar arasında çelişki oluşmuştur. Her iki rapor da mahkemece istem üzerine alındığından raporlardan birinin diğerine üstünlüğü kabul edilemez (Hukuk Genel Kurulunun 07.10.2009 tarih ve 2009/12-382 esas, 2009/415 karar sayılı kararı).O halde, mahkemece raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden ve ehil bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan mütalaa alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Ayrıca alacaklı tarafından temyiz dilekçesi ekinde ibraz edilen Küçükçekmece 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2010/3564 Esas sayılı dosyasına ilişkin 22.05.2012 tarihli duruşma tutanağına göre borçlu A.. G... çek altındaki imzanın kendisine ait olduğunu beyan ettiğinden bu davadaki çekin takip konusu çek olup olmadığı incelenerek bir karar verilmesi gerekir.O halde mahkemece, öncelikle Küçükçekmece 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2010/3564 Esas sayılı dosyası getirtilerek davaya konu çekin takibe konu çek olup olmadığı tespit edildikten ve davacı borçlunun bu davadaki beyanı ile bağlı olduğu değerlendirildikten sonra gerekli görülürse bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.Öte yandan HMK'nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde "gerekçeli kararın yazıldığı tarihin" yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.