Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7623 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 30658 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun, mükerrer takip yapıldığı itirazının yanı sıra imzaya ve borca da itiraz ettiği, mahkemece, derdestlik itirazının kabulü ile davanın usulden reddine karar verildiği görülmektedir. 6100 sayılı HMK'nun 297. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği; aynı maddenin 2. fıkrasında ise; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir.Hukuk Genel Kurulu'nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E.-1997/776 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Diğer bir anlatımla hüküm içeriğinin aynen infazı zorunludur. İlamın infaz edilecek kısmı yorum yoluyla belirlenemez. Bu nedenle hüküm fıkrasının hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça yazılması zorunludur.Somut olayda, mahkemenin hüküm fıkrasının 1. bendinde; "Davacının derdestlik itirazının kabulü ile davanın usulden reddine" karar verildiği, anılan ilamın hüküm kısmının bu haliyle çelişkili olduğu ve dolayısıyla infazda tereddüt oluşturacağı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, aradaki çelişkiyi giderecek ve infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde yeniden karar verilebilmesi için hükmün re’sen bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Tarafların temyiz istemlerinin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.