Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7612 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 27062 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: Kartal 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 24/11/2009NUMARASI: 2008/661-2009/1082Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : İİK.nun 170/a-2.maddesi gereğince icra mahkemesi, kendisine intikal eden işlerde, öncelikle, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını ve alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re'sen inceleyerek, senedin kambiyo vasfında olmadığını tesbit ederse, diğer itiraz nedenlerini incelemeksizin takibin iptaline karar verir. TTK.nun 690.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı kanunun 615.maddesi hükmüne göre; "poliçe görüldüğünde, görüldüğünden veya keşide gününden muayyen bir müddet sonra ya da muayyen bir günde ödenmek üzere keşide olunabilir. Vadesi başka şekilde yazılan veya birbirini takip eden vadeleri gösteren poliçeler batıldır...". Somut olayda, dayanak senedin vade bölümüne önce 24.10.2006 yazıldığı ve bunun bilahare 24.12.2006 tarihine dönüştürüldüğü, yapılan düzeltmede paraf bulunmadığı anlaşılmakta olup; senedin hululü vade bölümünde de 24.12.2006 tarihi gösterildiğinden, iki vade tarihi taşıyan bu senet bono niteliğinde değildir.Ayrıca bonoda ilk ciro lehdara ait olmalıdır. Lehtarın cirosundan önce başka cironun bulunması ve daha sonra lehtarın cirosunun olması halinde lehtarın cirosundan önceki cirolar yok sayılır. Somut olayda, dayanak bonolardaki ilk ciro, ..... Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne ait olmayıp ......’a aittir. Bundan sonra da lehtarın cirosu gelmektedir. Bononun ön yüzüne atılan her imza aval hükmünde kabul edilmekle beraber, bononun arka yüzünde yer alan müşterek müteselsil kefil ibaresinin aval hükmünde kabul edilebilmesi için, kimin lehine aval verildiğinin açıkça belirtilmesi gerekmekte olup, anılan ciroda bu yönde bir açıklık bulunmadığından, ......’ın cirosu aval hükmünde olmayıp yok sayılır ve borçlu olarak takip edilemez.O halde, mahkemece İİK.nun 170/a-2.maddesi gereğince borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25/04/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.