Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7605 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 34146 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız icra takibinde, örnek 7 numaralı ödeme emrinin borçluya bizzat tebliğ edildiği, borçlunun ise icra mahkemesine yaptığı başvurusunda; tebliğ evrakındaki imzanın kendisine ait olmadığını ve bu nedenle tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği, tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir. Hâkim, her somut olayın özelliğini, cereyan şeklini, gerçekleşen maddi olguları en ufak ayrıntılarına kadar gözönünde bulundurup iddiayı tahkik etmelidir. Dairemizin süregelen yerleşmiş uygulaması, Hukuk Genel Kurulu’nun 07.04.1982 tarih ve 1377-337 sayılı kararında öngörülen yukarıdaki ilkeye uygun biçimde devam etmektedir. Öte yandan, şikayetin, maddi vakıalara dayalı olarak ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik olması durumunda, bu iddia mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, öncelikle duruşma açılarak şikayetçiye (borçluya) ve karşı tarafa (alacaklıya) anılan konudaki delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınması gerekir. (HGK. nun 2003/12-600 E. - 2003/606 K. sayılı kararı).Somut olayda, ödeme emri tebligat evrakının incelenmesinde; ödeme emrinin borçluya bizzat tebliğ edildiği ve imzasının alındığı görülmüştür. Borçlu, tebligat evrakındaki imzasını inkâr ettiğine göre mahkemece, HMK. nun 211. maddesi gereğince imza yönünden yöntemince bilirkişi incelemesi yapılıp sonucuna göre ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı belirlenmelidir. O halde mahkemece, duruşma açılıp, borçluya ve alacaklılara delillerini sunmaları için imkan tanınıp, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda yöntemince imza incelemesi yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, evrak üzerinde ve eksik inceleme ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.