Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7598 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 32938 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 16/10/2012NUMARASI: 2012/1402-2012/1384Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde borçlunun ödeme emri tebligatının usulsüzlüğünü ileri sürerek mahkemeye başvurduğu, mahkemece tebligat usulüne uygun kabul edilerek istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16. maddesine göre "Tebligat, öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır." 6099 Sayılı Yasanın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır. Yine 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21. maddesine 6099 Sayılı Yasanın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" hükmü yer almaktadır. Öte yandan 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/8. maddesi uyarınca, tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydın tebligat evrakı üzerine yazılması zorunludur. Somut olayda, takip talebine ekli cari hesap bakiyesinde borçlunun adresinin mevcut olduğu görülmektedir. Bu durumda öncelikle Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine göre bu adrese tebligat gönderilmeden doğrudan borçlunun adrese dayalı kayıt sistemindeki adresine 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işlemi, aynı Kanunun 10. maddesi hükmüne aykırı olduğundan yapılan tebligat usulsüzdür.O halde mahkemece, borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yukarıda açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/03/2013 günündeoybirliğiyle karar verildi.